Görürsem, yarın akşam vakti suçlamalarınızı yanıtlamak üzere... size gelmesi gerektiğini... söyleyeceğimden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | أعدكم بأنّني سأرسله لكم وقت العشاء، غداً للإجابة على أيّ اتهامات |
Buna itiraz ediyorum. Bunu yanıtlamak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | أنا اعترض على هذا ، لست مضطر للإجابة عن هذا |
Sana muhtemelen yanıtlamak isteyeceğin bir soru soracağım. | Open Subtitles | , سأسألك سؤالاً واحداً ومن المرجح أن تجيب عليه |
Karşılıksız yanıt vermeyiz. Sen de bizim sorumuzu yanıtlamak zorundasın. | Open Subtitles | قد نجيب هذا السؤال، لكن ليس بالمجّان، عليكَ أن تجيب سؤالًا لنا أوّلًا. |
Karım buraya soruları yanıtlamak ve Peder Logan'ı... ..temize çıkarmak için geldi. | Open Subtitles | زوجتى جائت هنا للاجابة عن بعض الاسئلة ولكى تُبعد بأكبر قدر ممكن ألآبت لوجن عن أى شبهات وهى فعلت كلا الشيئين |
Böyle karmaşık soruları yanıtlamak için, farklı özgeçmişlerden insanların, laboratuvar merkezli bilim adamları ve klinik uzmanların, sosyal çalışanlar ve politikacıların, hayırseverler ve insan hakları aktivistlerin birlikte çalışmaları gerek. | TED | ومن أجل أن نجيب على أسئلة معقدة كهذه، فإننا بحاجة إلى أشخاص من خلفيات مختلفة علماء مختبرات، وأطباء، ونشطاء إجتماعيين وصناع سياسة، فاعلي الخير ونشطاء حقوق الإنسان للعمل سوياً. |
Bu soruyu yanıtlamak için, aile fotoğraf albümünde geriye dönüp bebeklik fotoğraflarına bakmalıyız. | TED | لنجيب على هذا السؤال، يلزمنا أن نعود إلى بعض صور الأطفال في ألبوم العائلة. |
Ve bu muhtemelen, köprünün üzerinde sürmeye başlamadan önce yanıtlamak isteyeceğiniz bir sorudur. | TED | وهذا سؤال قد تريد الإجابة عليه قبل القيادة عبر هذا الجسر |
Değerlendirme subayının doğrudan sorulmuş sorusunu yanıtlamak dışında, konuşmayabilirsiniz. | Open Subtitles | لا تتكلّم، ماعدا للإجابة لسؤال موجه من قبل ضابط التقييم. |
Her gün sabah 9'dan 5'e kadar, telefonları yanıtlamak verdiğim işleri yapmak malzemeleri toplamak ve kopyalama yapmak için burada olacaksın. | Open Subtitles | دوامك من التاسعة حتى الخامسة يومياً للإجابة على الهاتف وتوصيل أعمالي استلام أدوات عملي |
Tüm 50 soruyu yanıtlamak için 30 dakikan olacak. | Open Subtitles | أنت سَيكونُ عِنْدَكَ 30 دقيقةَ للإجابة كُلّ 50 سؤال. |
Çünkü bu ikimiz için de, 11 Eylül Komisyonu'nun sorularını yanıtlamak için iyi bir fırsat ve ben onlara cevap vermek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لأنها فرصة جيدة لنا للإجابة على اسئلة تتوق اللجنة لسؤالنا إياها ,و أنا أتوق للإجابة عليها |
Kendisi virüsle ilgili sorularınızı yanıtlamak üzere burada. Ben. | Open Subtitles | إنه هنا للإجابة على أي أسئلةً متعلقةً بالجراثيم. |
Soruyu yanıtlamak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد ان تجيب على السؤال؟ |
Soruyu soruyla yanıtlamak? | Open Subtitles | هل تجيب السؤال بسؤال؟ |
Sorularını yanıtlamak zorunda değilsin Jeff. | Open Subtitles | ليس يجب أن تجيب على أسئلتهن يا (جيف) |
Karım bu soruları yanıtlamak zorunda değil. | Open Subtitles | زوجتى ليست مضطرة للاجابة عن هذه الاسئلة |
Bunu yanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مُضطرة للاجابة عن هذا السؤال. |
Kim olduğumuz ve nereden geldiğimizle alakalı soruları yanıtlamak istiyorsak bu yanıtlar piramit veya saraylarda değil bizden önceki nesillerin kent ve kasabalarında gizli. | TED | إذا أردنا أن نجيب على الأسئلة الكبرى حول من نكون نحن ومن أين أتينا، الإجابة على هذه الأسئلة لا تكمن في الأهرامات أو القصور، ولكن في المدن والقرى التي وجدت قبلنا. |
Bu soruyu yanıtlamak için biraz evveliyata dönmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ، لنجيب على هذا يجب أن نعود قليلاً |
diye sordu. Galiba annelik ve 16 yıllık profesyonel yaşamımda yanıtlamak zorunda olduğum en zor soruydu. | TED | ربما كان هذا هو السؤال الأصعب الذي توجب على الإجابة عليه خلال سنيني كوالدة تقود حياة مهنية لأزيد من 16 سنة، لذلك الأمر. |