Bu göçmenler ile yanlış giden bir şeyler var Arch. Onlara güvenmiyorum. | Open Subtitles | شيء ما خاطيء في هؤلاء المهاجرين لا أثق بهم |
Cam kırıklarına bakarsak yanlış giden bir araba soygununa benziyor. | Open Subtitles | تبدو كحالة سطو على السيارة انتهت بشكل خاطيء |
yanlış giden birşeyler varsa, bana söylersin değil mi? | Open Subtitles | ان كان هناك شيء خاطيء ستخبرينني أليس كذلك ؟ |
yanlış giden her şeyin sorumluluğunu üzerime almamı istiyor. | Open Subtitles | انها تريد مني ان اتحمل المسؤوليه على كل شيء خاطىء حدث |
yanlış giden şeylerden kaçınmak da öyle, bu çok eski iletişim problemine kadar da inebilir, insanlar yapay zekâyla nasıl iletişim kuracağını öğrenmelidir. | TED | وتجنب أن تسير الأمور بشكل خاطىء قد يرجع ذلك إلى مشكلة التواصل القديمة حيث يتعين علينا كبشر أن نتعلم كيفية التواصل مع الذكاء الاصطناعي. |
yanlış giden bir şeyler var. Onun kamyoneti nerede? | Open Subtitles | شيء ما خاطىء أين قوة المساندة؟ |
Bu evde gerçekten yanlış giden bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء خاطيء في المنزل بشكل مريع |
Burada yanlış giden birşey var. | Open Subtitles | يوجد شيء خاطيء هنا. |
Billy, yanlış giden bir şey var. | Open Subtitles | بيلى هناك شيء ما خاطيء |
Tasha, sizin birimin üst kademelerinde çok ama çok yanlış giden bir şeyler var. | Open Subtitles | تاشا) ، هُناك شيء ما خاطيء للغاية يحدث) في أعماق وخبايا مُنظمتك |
yanlış giden bir şey yok. | Open Subtitles | لاشيء خاطيء |
Eğer düğünümde yanlış giden bir şey olusa dava açabilirim. | Open Subtitles | طالما لا يزال يمكنني إذن إذا سارت الأمور بشكل خاطىء مع حفل الزفاف . |
- yanlış giden birşeylerden şüphelenirlerse yada biriyle konuştuğumu anlarlarsa... | Open Subtitles | إذا إشتبهوا بأي شيء خاطىء |
yanlış giden bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء خاطىء |