Kalıba yerleştirin dikkatlice hamuru yanlara doğru birer de badem koyun ve sonra fazla kaçmasın, ölçüyü kısın ihtimamla. | Open Subtitles | وضع فطيرتك المحلاة بلا عجل في طبق الكعك المحلى وحركها بعناية من الجوانب وصبّ من قشدتك ببطء بوسط الفطيرة |
Yüzeye yaklaşınca kaya iki yöne ayrılıp yanlara gidiyor. | Open Subtitles | بالقرب من السطح، تنتشر الصخور في إتجاهين مختلفين على الجوانب. |
Bütün dönüş yolu boyunca da bir geyik arabanın tavanına iki tanesi yanlara bağlıyken bir tanesi ise arka koltukta gözlerinde güneş gözlüğüyle oturur vaziyetteydi. | Open Subtitles | لذا قُدنا فى طريق العودة لدينا غزال مربوط على السقف و اثنان مربوطان على الجوانب |
yanlara, ileri. | Open Subtitles | .خطوة جانبية, خطوة للخلف |
yanlara, ileri. | Open Subtitles | .خطوة جانبية, خطوة للأمام |
yanlara, ileri. | Open Subtitles | .خطوة جانبية, خطوة للأمام |
İleri git, şah, geri git, şah yanlara git, şah. | Open Subtitles | أتقدم إلى الأمام, كش ملك أرجع إلى الخلف, كش ملك إلى الجوانب, كش ملك |
Genişleme, bulunduğu kabın şeklini alacak ve gidebildiği yerlere yayılacak -- tepeye ve yanlara. | TED | التوسع يأخذ شكل الحاوية الخاصة به ويتسرب خارجا كلما استطاع -- في الأعلى ومن الجوانب. |
Yani, endüstri genelde pozitif yanlara odaklanır, yani tüm bu yeni teknolojilerin daha tehlikeli olasılıklarının altını çizmek tarih bilimcilerin, filozofların, sosyologların işidir. | TED | أعني، الصناعة تركز بشكل رئيسي على الجوانب الأيجابية، لذا إنها الوظيفة للمؤرخ والفيلسوف وعالم الأجتماع لتوضيح الأحتمالية الأخطر لكل تلك التكنولوجيا الحديثة، |
Bu da aslında midemize basınç uygulayabilmemizi sağlıyor. Bu sayede gülerken ya da spor yaparken kusmuyoruz çünkü bu şekil, dikine değil yanlara doğru basınç sağlıyor. | TED | يجعلنا هذا في الحقيقة أن نكون قادرين على وضع الضغط على بطننا، دون التقيؤ، مثل عندما نضحك أو نقوم بالتمارين الرياضية، لأن الضغط سيذهبُ عاليًا، وليس كثيرًا على الجوانب. |
yanlara gittik. | Open Subtitles | ذَهبنَا في الجوانب. |