Beyaz ağırlıklı özel okullara giden siyahi bir öğrenci olarak, ırksal basmakalıp düşünceleri yansıtan tutum ve davranışlarla karşılaştım. | TED | كطالب أسود يذهب لمدرسة أكثرها طلاب بيض، اعتدت على التصرفات التي تعكس الأفكار العنصرية |
Ses dalgalarını seyirciye yansıtan sert yüzeylerle konser salonu da buna yardımcı olur. | TED | تساعد قاعة الحفل كذلك، بأسطحها الصلبة التي تعكس الموجات الصوتية نحو الجمهور. |
Toplum değerlerini yansıtan şarkılar listesi vermesi için papazı aradım. | Open Subtitles | أخذت الحرية للإتصال بالقس لتزويدي بقائمة بالأغاني العائلية التي تعكس قيم مجتمعنا |
Pekala,yansıtan yüzeyden yansıyan ışık doğrultusu gelen ışığın açısıyla aynı olmalıdır. | Open Subtitles | حسناً انعكاس الضوء من سطح عاكس |
Son anlayışım ise, bilgisayar, hemen hemen bizim gösterdiğimiz bir insan fikrini yansıtan bir ayna gibi çalışıyor. | TED | وفي تصوري الأخير، أن الكمبيوتر، نوعا ما، يعمل مثل المرآة أي يعكس كل فكرة في ذهن شخص نقوم بإظهارها. |
Yeraltına bir geçit ömrümüz boyunca davranışlarımızı yansıtan... | Open Subtitles | بوابة الى الاخرة التي تعكس تصرفاتنا هنا على الارض |
Glee kulübündeki ödevimiz sesimizi yansıtan bir şarkı bulmak... | Open Subtitles | مهمتنا في نادي غلي هي إيجاد الأغنية التي تعكس أصواتنا |
Hatta belki kendi fırlatmış. Gezegen etrafında Güneş ışığını yansıtan disko küreleri onlar. | Open Subtitles | أو ربّما أطلقهما، و هما يعملان كتلك الكرة التي تعكس ضوء الشمس مِن الجهة الأخرى للكوكب. |
Kalbi yansıtan gözler yani Sharingan denen şeylerdir bunlar. | Open Subtitles | العيون التي تعكس قلوبهم هذا الذي ندعوه بالشارنيغان |
Kısıtlı bir bakış açısını yansıtan ön yargılar, tek veri seti ile sınırlanmış-- insan ön yargılarını yansıtabilen ön yargılar verilerde de bulunur, ön yargı ve basma kalıp düşünceler gibi. | TED | التحيزات التي تعكس وجهه نظر محدودة، محدوده في بيانات من نوع واحد التحيزات التي يمكن أن تعكس التحيز البشري الموجود في البيانات، مثل التحامل و الصورة النمطية. |
Biyonik uzuvlarım biyolojik bedenime alt deri biyomekaniğini yansıtan sertlik çeşitliliği olan sentetik derilerle bağlı. | TED | أعضائي الإلكترونية موصلة بجسدي الحيوي عن طريق جلود صناعية مع تفاوت في الصلابة التي تعكس الميكانيكية الحيوية لأنسجتي الكامنة |
O zaman bizim neslimiz için bir diğer meydan okuma da, yakın zamanlarda gerçekleşen finansal kalkınmanın son seviyesini oluşturan fikirlerden ziyade, doğruluk ve sorumluluk gibi fikirlerimizi yansıtan küresel kurumlar oluşturmaktır. | TED | اذاً تحدي آخر لجيلنا هو خلق المؤسسات العالمية التي تعكس أفكارنا للعدالة والمسئولية، ليست الأفكار التي كانت أسس المراحل الأخيرة للنمو المالي خلال السنوات القليلة الماضية. |
Onların dileklerini doğru bir şekilde yansıtan vasiyetleri olması için çalışırken bunu da uygun bir fiyata yaptı çünkü Jimmy McGill insanları hep umursadı. | Open Subtitles | أنه أستغرق وقتًا ليأمن لهم الوصايا التي تعكس رغباتهم تمامًا، بأجور يستطيعوا تحملها، لأن (جيمي ماكغيل) يهتم بالناس. |
- Işığı yansıtan gözler. | Open Subtitles | -الأعين التي تعكس الضوء . |
Işığı yansıtan ve renk veren kromatofor adı verilen hücrelere sahiptirler. | Open Subtitles | إنهامصنوعةمن خلاياتسمى"كومتافورز" تنتج طلاءً عاكس للضوء ويعطي اللون |
- Bu bir yansıtan teleskop. | Open Subtitles | (هذا (تليسكوب عاكس |
Dünyada neler olduğunu dair çok şey biliyoruz ve tek bir kültürü yansıtan bir tasarım bulmak giderek daha zor hale geliyor. | TED | نعلم الكثير حول مايجري بالتصميم حول العالم وهو أمر يزداد صعوبة يوماً بعد يوم أن توجد تصميماً يعكس ثقافة متميزة |
yeni bir sosyal sistemin zamanıdır bugün sahip olduğumuz anlayışı yansıtan bir sistemin zamanıdır parasal sistem kıtlığın gerçek olduğu bir dönemin ürünüdür bundan böyle ,teknoloji çağında artık topluma uygun değildir yarattığı gerçekten sapmış davranışla gitmiştir keza dini inanışlar gibi dominant dünya görüşleri | Open Subtitles | حان الوقت لوجود نظام اجتماعي جديد يعكس المفاهيم التي ندركها اليوم. النظام النقدي هو نتاج |