Güneş ışınları donmuş sulardan yansıyarak buzlu seraplardan oluşan bir çöl yaratır. | Open Subtitles | تنعكس الشمس من البحر المتجمّد الأبيض صانعة صحراء من سراب ثلجيّ |
Tutulma başladığı sırada bu makine güçlü bir ışık gönderecek ve bu ışık aynalardan yansıyarak Londra Kulesi'ni delecek. | Open Subtitles | عندما يحدث الكسوف ، يرسل الجهاز أشعة قوية وسوف تنعكس على اكثر من مرآة لتشق برج لندن |
Şok dalgaları yansıyarak aynı hızda yüzeye geri döner ve jeofonlara değerli bilgiler aktarır. | Open Subtitles | تنعكس الموجات الصدميّة وترجع إلى السطح ناقلة المعلومات القيّمة عنها إلى أجهزة الجيوفون. |
yansıyarak başka bir yerde gözüken sinyallere verilen isim. | Open Subtitles | هذا ما نطلقه على اشارة التي تنعكس و تظهر في مكان آخر |
Tutulma başladığı sırada bu makine güçlü bir ışık gönderecek ve bu ışık aynalardan yansıyarak Londra Kulesi'ni delecek. | Open Subtitles | ...عندما يحدث الكسوف ...يرس الجهاز اشعة قوية .. ...وسوف تنعكس على اكثر من مرآة |