"yapışkan" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللزجة
        
    • لزجة
        
    • لزج
        
    • اللزج
        
    • اللاصق
        
    • لاصق
        
    • دبق
        
    • لاصقة
        
    • اللاصقة
        
    • حرجاً
        
    • دبقة
        
    • صمغ
        
    • الدبق
        
    • الدبقة
        
    • الصمغ
        
    Ancak yapışkan kimyasallar genellikle betondan çok farklı davranır ve zamanla bu yapıştırıcılar daha da kötü çatlaklara yol açabilir. TED لكن المواد الكيميائية اللزجة تتصرف بشكل مختلف جدًا عن الخرسانة، ومع الوقت، هذه المواد اللاصقة قد تؤدي إلي تشققات أسوء.
    İşini bitirdiğinde bu yapışkan, gergin, dikey hatlardan birkaç düzine yapmış olacak. Open Subtitles حينما تنتهي، فستكون قد ثبّتت عشرات من هذه الخطوط اللزجة والمتشابكة والعموديّة.
    Saçının her tarafına yapışkan şeyler takar, çünkü saçları gri. Open Subtitles إنها تَضَع مادة لزجة على شعرِها, لأن لديها شعر أشيب.
    Sonra yosun yapışkan olmuş, tüm ekmek kırıntıları ona yapışmış. Open Subtitles ثم أصبحت الطحالب لزجة والتصقت بها كل فتات وجباته السريعة
    yapışkan bir şey sürünce saçım hep daha iyi görünür. Open Subtitles شعري يبدوا دائما أفضل عندما يكون هناك شيء لزج فيه.
    İkinci kurban, yapışkan güneş gülü ile karşı karşıyadır. TED تتواجه الضحية الثانية مع نبات النديّة اللزج.
    Ama Hindistan'ın sokakları epey tozludur, ve ne kadar çok toz havada uçuşursa, beyaz kağıt üzerinde neredeyse görebilirsiniz, ama yapışkan bir kısım da var, bir yapıştırmayı tersine çevrimişsiniz gibi. TED في الهند هناك الكثير من التراب في الشوارع, وكلما كثر الغبار وارتفع في الهواء كلما امكنك مشاهدة ما على الورق الابيض, يوجد هناك ذلك الجزء اللاصق كالذي تجده في الصقة المقلوبة.
    İddiaya giriyorum, parmak izi, DNA ve bir çok yapışkan şeylerimiz var. Open Subtitles أراهن أننا سنحصل على بصمات، حمض نووي، و الكثير من الأشياء اللزجة.
    Diğerleri kuzenlerinden sadece bir ısırık alırken, bunların bazıları yapışkan dokunaçları ile avlarını tuzağa düşürür. TED بعضها يخدر فريسته بواسطة مخالبها اللزجة بينما البعض الآخر يلتهم أبناء عمومته
    Doğru katlandığı zaman bu yapışkan parçalar iç tarafta olurlar. TED وعندما تطوى جيدا فإن النقاط اللزجة تكون للداخل.
    Ben baloncuk kabarcığı, yapışkan eller ve yemek masasındaki arkadaşlarım. TED أنا فقاعات وأصابع لزجة وعشاء مع الأصدقاء.
    Babamın ızgarasının alev alması dışında, birçok denememiz havaya karıştı veya iğrenç, yapışkan bir iz bıraktıkları pahalı fırınların içinde patladılar. TED إلى جانب اشتعال النيران بشواية أبي، ومعظم العينات لدينا تبخرت هباء، أو انفجرت داخل أفران باهظة الثمن، وتركت فوضى لزجة فظيعة.
    Bu olduğunda da, amiloid plakları denilen yapışkan kümeler oluşturarak kendiyle birleştirir. TED وحين يحدث ذلك، يتكوم الأميلويد بيتا على نفسه، مكونًا مجموعات لزجة تسمى ترسبات صفائح الأميلويد.
    Döndüğümde üzerim yapışkan, yarı şeffaf bir maddeyle kaplıydı. Open Subtitles عندما استعدت وعيي، كان يغطّيني مخاط شفاف لزج.
    Fırınlanmış, yanmış, yapışkan sıcak deri. Çok sıcak! Open Subtitles وخبز لزج وجلـــــــــد حار , إنه حار جداً
    Gördüğümüz yağ tabakası sadece; sudaki toplu yapışkan bir pislik. Hızla gelip bulaşıyor. Open Subtitles كانت تشبه ذلك الشئ اللزج الموجود فى المياه
    Bu ayarlanmış yapılar, zor yüzeylere tırmanmak için dikenlere, sürtünme pedlerine ve son olarak yapışkan kıllara izin veriyor. TED هذه الهياكل المتجانسة تسمح للأشواك، ومنصات الإحتكاك، وأخيراً الشعر اللاصق بالتمسك على أسطح صعبة جداً وتشكل تحدي.
    El ve ayak bilekleriyle boynunda yapışkan bant izleri var. Open Subtitles تم العثور على بقايا شريط لاصق على معصمه و كاحليه وعنقه.
    Bal yapışkan niyetine ve yumurta ise annem daha çok protein yememi istiyor. Open Subtitles العسل لأنه دبق و البيض لأن امي تريدني أن آكل المزيد من البروتين
    Dinleme cihazını çıkaran kişinin, yapışkan üzerinde parmak izi kalmış. Open Subtitles كل من إزالة هذا السلك، ترك طباعة له في لاصقة.
    İşte, ben yapışkan durum diye buna derim. Open Subtitles كان ذلك ما أسمّيه وضعاً حرجاً
    Böyle bir şeyi asla yapmam dememe rağmen yapışkan bir kadın gibi davranarak erkek arkadaşımı ürküttüm. Open Subtitles أنا فقط تحدثت إلى محبوبى بالتظاهر أننى إمرأة دبقة والتى أقسمت ألا أكون هكذا
    Plastikleri tutturmak için kullanılan bir epoksi(bir tür yapışkan) Open Subtitles إنهُ صمغ يستخدم ليلصق البلاستك
    Richie'nin pantolonunun bilek hizasındaki şu sarı yapışkan tozu görüyor musunuz? Open Subtitles كما تريان هذا المسحوق الأصفر الدبق على بنطاله منتشراً بارتفاع الكاحل؟
    Yola çıkıyorsun temizlikçi adam geliyor, yerden yapışkan şeyleri temizleyecek. Open Subtitles أنت تقف في طريق رجل التنظيف سيأتي لينظف المادة الدبقة على الأرضية
    Bence şüphelimiz bombayı benzin deposunun altına yerleştirmek için bir yapışkan kullanmış olabilir. Open Subtitles أجل لذلك أفكر ربما صاحبنا استخدم الصمغ لإرفاق القنبلة أسفل جانب أنبوبة الغاز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more