Bu süreci nasıl yararlı bir sürate hızlandırılacağını bulmak için de geriye yapılacak çok iş bırakıyor. | TED | وما زال هناك عمل كثير يتعين القيام به للتوصل إلى كيفية إسراع العملية إلى سرعة مفيدة. |
Oturma düzenini ve çiçekleri de daha ayarlayamadım. yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لم أختر أماكن الجلوس بعد أو الزهور، هناك الكثير لأقوم به |
yapılacak çok iş var, hepsi bu. | Open Subtitles | ،لدى فقط الكثير من العمل هذا كل شيء |
Yarın yapılacak çok iş var ve gücüne ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | حَصلَت على الكثير مِنْ العملِ للغد وأنت سَتَحتاجُ كل قوّتَكَ |
yapılacak çok iş var, millet, ama çok az zamanımız var. | Open Subtitles | هناك الكثير لعمله ، أيها الناس والقليل من الوقت لإنجازه |
Peki, gelecek haftaki partiden önce hâlâ yapılacak çok iş var ve... | Open Subtitles | نعم,ما زال هناك الكثير لفعله قبل بدء الحفلة الأسبوع القادم, و |
Nedeni yok. Burada yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يوجد الكثير للقيام به هنا |
Gel benimle! yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | تعال , هناك الكثير من العمل لإنجازه |
Olamaz. Burada yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | بعيدا جدا هناك الكثير من العمل للقيام هنا. |
yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير مِنْ العملِ ليَعمَلُ. |
yapılacak çok iş var ama karaciğerle uğraşmaya değmez. | Open Subtitles | عمل كثير ، لكنني لا أرى الفائده منه مع هذا الكبد |
yapılacak çok iş var ama öncelikle Petrovich'in en fazla zarar verdiği aileleri ziyaret edeceğim. | Open Subtitles | ما زال هناك عمل كثير للشرطة لكنّي سأخصص وقتاً لزيارة بعض أعضاء المجتمع |
Daha yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لا زال هُناك عمل كثير ينبغي القيام به. |
Korkarım bu sabah yapılacak çok iş var tatlım. | Open Subtitles | حسناً أخشى أن لدى الكثير لأقوم به هذا الصباح ياعزيزى حسناً وهو كذلك - |
Aslında burada yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | حقيقةً, لدي الكثير لأقوم به هنا. |
yapılacak çok iş var, hepsi bu. | Open Subtitles | ،لدى فقط الكثير من العمل هذا كل شيء |
Ama şu an başka görüşmelerle ilgilenmem gerek. yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | لكن سأقوم باللإتصال بكتب آخرى، هناك الكثير لعمله |
Kalmak zorundayım, yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | سأكون مضطرة لذلك. هناك الكثير لفعله. |
Ancak yapılacak çok iş var, sakın unutmayın. | Open Subtitles | لكد هنالك الكثير للقيام به لا تنسوا ذلك |
yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هناك الكثير من العمل لإنجازه |
Açıkça ortada ki yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | موازنة الميزانية، وخفض الديون من الواضح، لدينا الكثير من العمل للقيام به |
yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير مِنْ العملِ ليَعمَلُ. |
yapılacak çok iş vardı ama bir çocuğa bakmak bir insanın sahip olabileği en büyük onur. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الأعمال لكن رعاية الطفل هو أعظم شرف يمكن للشخص أن يحصل عليه |
Hala yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | مازلت قادر على عمل ذلك |
Ve ben anladım ki... pek bir şey başarmamışım...daha yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | وأنا أدركتُ. بأنّني مَا عَملتُ الكثير... هناك ما زالَ هناك الكثير ليَعمَلُ |