Yaptığım şey şeytanca. Bu konuyla ilgili hayallerim yok, ama yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | ما أقوم به شر ليس لدي أي شكوك بشأنه و لكنني أؤمن بأنه يجب عمله |
Üzücü ama yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | إنه أمرا محزنا ولكن ربما يجب عمله |
Ve şimdi ona ödeme yapılması gerekiyor. Tanrı'ya da öyle. | Open Subtitles | و الآن يجب أن يتم رد المال إليه و كذلك يجب رد نقود الله |
Bütün bunları durdurmak ve tekrar birlik olmamız için ne yapılması gerekiyor söyle? | Open Subtitles | إذن أخبرنيى .. ماذا يجب أن يتم لأجل إنهاء هذا كله ولنعود معاً ؟ |
Belli bir şekilde yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يتم تنفيذه بطريقة مؤكده |
Ancak ana nokta, belki de bu tür şeylerin yapılması gerekiyor. | TED | لكن المغزى، ربما يكون هذا النوع من الأشياء التي يجب القيام بها. |
Ama bunun yapılması gerekiyor. Anlıyor musun? | Open Subtitles | لكن,يجب أن يتم القيام بذلك هل تفهمين؟ |
Bir şey yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | شيئاً ما كان يجب أن يتم |
- Ama her halükarda, yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن بأي حال من الأحوال ... يجب أن يتم |
rezeksiyon Şimdi yapılması gerekiyor . | Open Subtitles | -و الإستسئصال يجب أن يتم في الحال |
Bunun yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | هذا يجب أن يتم. |
yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يتم الأمر |
Ne kadar acı olursa olsun, sorun yok diyorlar, eğer büyük birader bunun yapılması gerektiğini söylüyorsa, o zaman yapılması gerekiyor. | TED | على الرغم من وجود معاناة كبيرة، هم يشعرون بارتياح، إذا قال الأخ الأكبر أن هذا ما يجب القيام به، لذا يجب القيام به. |
Mıknatısları ısıtmak zorundayız ve mıknatısların ısıtılmasının, kırılmamaları için oldukça yavaş tempoda yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك إحماء المغناطيسيات وإحماء المغناطيسيات يجب القيام به على وتيرة بطيئة جدا حتى لا تكسرهم |