"yapıyormuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • يصنع
        
    • كان يفعل
        
    • كان يعمل
        
    • كان يقوم
        
    • كانت تفعل
        
    • كان يفعله
        
    • كان يمارس
        
    • كان يجري
        
    • يعمله برشاشات
        
    • يقوم ببعض
        
    • يقوم بمهماته
        
    • كان يرسم
        
    • كانت تفعله
        
    • كَانَ يَعْملُ
        
    Ondan önce babası yoğurt yapıyormuş hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış. TED وكان أبوه يصنع الزبادي قبله، وقبل ذلك كان جدّه يصنع الجبن الكريمي.
    Bu marangoz kazanmış, çünkü kasa yapıyormuş. Open Subtitles هذا النجار كان جيدا لأنه كان يصنع الخزائن
    Beyaz Saray ara dönem seçimlerine hazırlanırken Afrika'da ne yapıyormuş? Open Subtitles ماذا كان يفعل فى افرقيا بدلا من البيت الابيض ؟ كان يستعد لانتخابات نصف المده
    Peki bu adam geceyarısı neredeyse çıplak bir halde ne yapıyormuş burada? Open Subtitles ماذا كان يفعل هذا الرجل هنا شبه عارٍ في منتصف الليل؟
    Kaçtığında, Route 101'de yol kenarı çalışması yapıyormuş. Open Subtitles لقد كان يعمل في الطريق 101 عندما هرب طليقاً
    Görünüşe göre kendi kraliçe annesine kraliyet muamelesi yapıyormuş ve en kötüsü? Open Subtitles اتضح انه كان يقوم بالمعالجة الملكية مع امه الملكة وأسوأ جزءِ هو؟
    O siyah kıyafetli kadınla ne yapıyormuş. Open Subtitles . ماذا كانت تفعل مع السيدة التي ترتدي ملابس سوداء
    Menteşeleri yavaş yapıyormuş. Open Subtitles كان يصنع المفصلات ببطء,يستطيع الرجل صنع ذلك في أقل من دقيقه
    Bir tür kolaj veya albüm gibi bir şey yapıyormuş. Open Subtitles يبدو انه يصنع ملصقا من نوع ما أو دفتر قصاصات أو ما شابه
    Eskiden taksileri yapan fabrika yapıyormuş. Open Subtitles إنهم يصنعون تلك في ذات المصنع الذي كان يصنع سيارات الأجرة القديمة
    - Son 30 yıldır ne yapıyormuş? Open Subtitles ماذا كان يفعل خلال الثلاثين عاماَ الماضية ؟
    Adam laboratuvardaymış. Orada ne yapıyormuş? Open Subtitles كان هذا الرجل في المختبر ماذا كان يفعل هناك؟
    Khan, CIA için ne yapıyormuş? Open Subtitles ماذا كان يعمل مع الاستخبارات الأمريكية ؟
    Adam sıhhi tesisatçılık yapıyormuş. Bunca şeyi yapmayı nereden öğrenmiş? Open Subtitles كان يعمل في مصلحة الصرف الصّحي، كيف تعلّم القيام بكلّ هذا؟
    Bence birisi zaman kavramıyla oynayan ilaçlarla ilgili deney yapıyormuş. Open Subtitles اعتقد أن احد ما كان يقوم بتجارب العقارات موسعة الوقت.
    Görünüşe göre birileri atış talimi yapıyormuş. Open Subtitles واو، دعني أري هذا يبدو أن أحدهم كان يقوم بالتدرب على التصويب
    İki yıldır ne yapıyormuş? Open Subtitles ماذا كانت تفعل خلال العامين السابقين؟
    Yani tam da garajınızın orada. Ne yapıyormuş ki orada? Open Subtitles أعني مباشرة في طريق منزلكم ماذا كان يفعله بالخارج هناك على كل حال ؟
    Kaza olduğu gün yürüyüş yapıyormuş, yani çarşamba günü. Open Subtitles وقد كان يمارس رياضة المشي لمسافات طويلة في يوم وقوع الحادث المصادف الاربعاء
    Bizimkine çok benzeyen kromozom mutasyonlarıyla ilgili deneyler yapıyormuş. Open Subtitles لقد كان يجري التجارب على تغيرات الكرموسومات كالتي حدثت لنا
    Öğrencilerinden birinin babası arazöz işi yapıyormuş. Open Subtitles والد أحد طلابه لديه شيء يجب أن يعمله برشاشات المياه هل يمكنني التكلم معه للحظة بالتأكيد
    Hatta en güçlü olanımız bile, numara yapıyormuş görünür. Open Subtitles حتىبالنسبةللأقوياءمنا , فإنه يقوم ببعض الحيل
    Sanki kanser tedavisi yapıyormuş gibi davranıyor. Open Subtitles انه يقوم بمهماته كما لو كان يداوى مرض السرطان أو شئ من هذا القبيل
    Annesine göre olay sırasında da çizim yapıyormuş. Open Subtitles لقد كان يرسم هذه عندما أطلق الوالد النار على نفسه إستناداً لقول الوالدة على أية حال
    Bu saatte ne yapıyormuş burada? Open Subtitles ما الذي كانت تفعله هنا في هذا الوقت المتأخر؟
    Bu fırtınada dışarıda ne yapıyormuş bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ بإِنَّهُ كَانَ يَعْملُ خارج في العاصفةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more