Bana iyi davrandın evet, ama benim seni uyarmaktan başka Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لقد عاملتني حقاً بشكل جيد لكن لا يمكنني فعل شيء في الوقت الحالي سوى أن أحذّرك |
Onu sana geri getirmek için Yapabileceğim bir şey yok, biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه لا يوجد شيء يمكنني القيام به لإعادتها إليك. |
Nefes almıyor, nabız yok, beyin aktivitesi yok. Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا تنفس, لا نبض, لا نشاط دماغي لا يوجد ما يمكنني فعله |
Bu arada, gitmesine izin vermekten başka Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | في الوقت الحالي ، ليس هناك شيء أستطيع فعله إلا الرحيل |
Yapabileceğim bir şey yok. Kendi haline bırakmak zorundayım. | Open Subtitles | لا شيء أستطيع فعله أنا مضطرة للتماشي مع طريقتها |
Üzücü ama gerçek. Bu konuda Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | محزن لكنها الحقيقة لا يوجد شيء يمكنني فعله حيال ذلك |
Bakın, Yapabileceğim bir şey yok. Adınızı alıp sabaha tekrardan sizi ararım. | Open Subtitles | أنظري، لا شيء بيدي لأعمله سوى أن آخذ اسمك وبلاغك والانتظار حتى الصباح الباكر |
Değiştirmek için Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع فعله لتغيير هذا |
Bak, odan sıcak olduğu üzgünüm ama benim Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | انظر, آسف بشأن حرارة غرفتك, لكن ليس هنالك شيء يمكنني فعله. |
Yapabileceğim bir şey yok. Emirleri sadece Papa'dan alıyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل شيء هم يأخذون أوامرهم من قداسة البابا |
- Hayır, Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا ، لا يمكنني فعل شيء حيال هذا حسنًا ، أتعلم ؟ |
Ancak Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيالهذاالأمر. |
Senin yanında durmak ve desteklemekten başka Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | عدى الجلوس معك ومآزرتك ، لا يوجد ما يمكنني فعله |
Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء أستطيع فعله |
Yapabileceğim bir şey yok. Benim ellerimden çıktı. Hastanenin kuralları. | Open Subtitles | لا شيء أستطيع فعله لقد خرجت الأمور من يدي إنها سياسة المستشفى |
Yapabileceğim bir şey yok. Basitçe anlatayım. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنني فعله حيال ذلك دعني فقط أسهل عليك الأمر |
Yapabileceğim bir şey yok. Bu kocamın işi. | Open Subtitles | حسناً، لا شيء بيدي إنه عمل زوجي |
- Senin için Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع فعله لأجلِك |
Bana inanmak istemiyorsanız, bunun için Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | الاَن, إذا لم ترد أن تصدقني ليس هنالك شيء يمكنني فعله حول ذلك |
Bunun hakkında Yapabileceğim bir şey yok. Geriye bakamam. | Open Subtitles | لا شيء يمكنني أن أفعله بشأن هذا أنالاأنظرللخلف. |
Bu Lobos denen adamı istiyorsanız, sizin için Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | إذا أردت هذا الرجل لوبوس لا أستطيع فعل شئ ك |
Bu parayla Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع أن افعله بهذه الأموال |
Şu anda Yapabileceğim bir şey yok. Gitmem lazım. | Open Subtitles | لا يوجد ما أستطيع فعله الآن، يجب أن أرحل |
Bu beni öldürür ancak başka Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | سيقتلني ذلك, لكن... أرى أنه ليس هناك شيء يمكنني فعله |
O ölmeden önce de aşıktım ve Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | كنت احب قبل موتها ولا يوجد شيء تجاه هذا الحب |