Bunu yapabilecek tek kişi, şu anda silaha sahip olan kişi. | Open Subtitles | الوحيد الذي يمكنه فعل ذلك هو الذي يحمل المسدس |
Yani, bunu yapabilecek tek kişi patrondur. | Open Subtitles | أعني. الرجل الوحيد الذي يمكنه فعل ذلك هو الرئيس |
Diğer baban bunu yapabilecek tek kişi değil, biliyorsun. | Open Subtitles | . . والدكِ الآخر ليس الوحيد القادر على فعل أشياء للنجاة |
Bu konuda bir şeyler yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | انت الوحيد القادر على فعل شيء بهذا الخصوص |
Bunu yapabilecek tek kişi Misa. | Open Subtitles | ميسا فقط الوحيدة التي يمكن أن تفعل ذلك |
Hayır, bunu yapabilecek tek kişi benim! | Open Subtitles | كلا, أنا الشخص الوحيد القادر على ذلك |
Bunu yapmak zorundayım Duke. yapabilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | يجب أن أفعل هذا يا (دوك)، فأنا الوحيدة التي بوسعها فعل هذا |
Bunu yapabilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | إنني الوحيدة القادرة على فعل هذا أسفه |
Bunu yapabilecek tek kişi bendim. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي تمكن من الخروج. |
Biliyorum baba ama bunu yapabilecek tek kişi, benim. | Open Subtitles | أنا أعلم يا أبي... لكني الوحيد الذي يمكنه فعل هذا... |
Bunu yapabilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي يمكنه فعل ذلك. |
Umulmadık hamle yapabilecek tek kişi o değil. | Open Subtitles | ليس الوحيد القادر على فعل الغير متوقع |
Umulmadık hamle yapabilecek tek kişi o değil. | Open Subtitles | ليس الوحيد القادر على فعل الغير متوقع |
Damien, bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | -داميان.. أنت الوحيد القادر على فعل ذلك |
Bunu yapabilecek tek kişi Misa. | Open Subtitles | ميسا فقط الوحيدة التي يمكن أن تفعل ذلك |
Geç saatlere kadar kalıyorum çünkü çok iş oluyor ve şu anda bununla uğraşabilecek tek kişi benim ve şimdi de manava gitmem gerekiyor çünkü şu an için bunu yapabilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | أنا أتأخر هناك لأنه يوجد الكثير من العمل لأنجزه و حالياً، أنا الشخص الوحيد القادر على هذا و الآن علي الذهاب إلى متجر البضائع لأنني الشخص الوحيد القادر على هذا |
Bunu yapabilecek tek kişi o. | Open Subtitles | إنه الشخص الوحيد القادر على ذلك. |
Bunu yapabilecek tek kişi o. Başka bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | -إنّها الوحيدة التي بوسعها فعل ذلك . |
Yani lider olarak, bunu yapabilecek tek kişi Cara-- | Open Subtitles | أتعرفينكقائدلـ .. ( كارا) هي الوحيدة التي بوسعها... |
Korkarım ki bunu yapabilecek tek kişi benim Bay Grayson. | Open Subtitles | حسنٌ، أخشى أنني الوحيدة القادرة على فعل ذلك، يا سيد (جريسون). |
Bunu yapabilecek tek kişi bendim. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي تمكن من الخروج. |