"yapmışlardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • فعلوا
        
    • صنعوا
        
    • فعلوها
        
    • رأيناهم يفعلون
        
    - Yapabilseler, şimdiye kadar yapmışlardı! - Beni ele verdin, seni sürtük! Open Subtitles وإلا لكانوا فعلوا لكنك وشيت بى أيتها الساقطة
    Şehri buharlaştırmak isteselerdi, şimdiye kadar çoktan yapmışlardı. Open Subtitles إذا كانوا يريدون تبخير المدينة لكانوا فعلوا ذلك فعلا
    Neye benzediğini bilemezsin. Bunları bana da yapmışlardı. Open Subtitles أنتِ لا تعلمين ما هو الحال عليه لقد فعلوا ذلك بي أيضاً
    Bir keresinde, yüzümün pinata'sını* yapmışlardı. Open Subtitles إحدى المرات، صنعوا بنياتا على وجهي و جميع من في بلدتي أتى
    -Bu tanıdık geliyor. -Bunu "Superman 3" filminde yapmışlardı. Open Subtitles يبدوا هذا مألوفاً - لقد فعلوها في فيلم سوبرمان -
    Seni çıkaracak olsalardı bunu çoktan yapmışlardı. Open Subtitles إن كانوا يريدون القضاء عليك، لكانوا فعلوا ذلك الآن
    Anlaşılan o ki, kek çalmaktan daha fazlasını yapmışlardı. Open Subtitles وكما تبيّن ،فيبدو أنّهم قد فعلوا أكثر من مجرد سرقة تلك الفطائر
    Daha önce de abuk subuk şeyler yapmışlardı ama hiçbiri böyle değildi! Open Subtitles فعلوا بعض الأشياء الغريبة من قبل، ولكن لا شيء من هذا القبيل!
    Bakın, daha önce yapmışlardı. Open Subtitles اسمعي، لقد فعلوا لي هذا من قبل
    SWanger'ların oğullarına böyle yapmışlardı, değil mi? Open Subtitles لقد فعلوا هذا بأولاد سوانجر، أليس كذلك؟
    SWanger'ların oğullarına böyle yapmışlardı, değil mi? Open Subtitles لقد فعلوا هذا بأولاد سوانجر، أليس كذلك؟
    Bunu yapmasına neden olmak için ona ne yapmışlardı? Open Subtitles ماذا فعلوا بها لدرجة أن تفعل هذا؟
    Süper zatürreye karşı da bir kez böyle bir şey yapmışlardı. Open Subtitles فعلوا نفس الشيء مرّة مع الالتهاب الرّئوي الحاد. صحيح...
    İronik yanı, bu işi hayatı muhafaza etmek amacıyla daha doğmamışken size bir gelecek hazırlamak ve hayatta kalamayacaklarını bilerek yapmışlardı. Open Subtitles مفارقة، فعلوا ذلك من أجل الحفاظ على الحياة. لصنع مستقبل لأجلك لم يولدوا بعد. مع العلم أنهم عرفوا أنهم لن يبقوا على قيد الحياة.
    Sanırım bunun düzenlemesini iyi yapmışlardı ama bu çok ama çok karmaşık bir konuydu. Open Subtitles ... وأعتقد بأنّهم فعلوا ذلك بطريقةٍ منظّمة ولكنّها كانت حُجّة مُعقّدة جداً جداً
    Hayır, onaylamamaktan çok daha fazlasını yapmışlardı. Open Subtitles - - لا لقد فعلوا أكثر بكثير من الرفض
    Öldüğü zaman ona özel bir tabut yapmışlardı. Open Subtitles عندما توفيت صنعوا تابوتاً خصيصاً لها
    Çaresizce bir girişimle, son kurban olmalarını garantiye almak için korkunç bir güce sahip gizli bir silah yapmışlardı. Open Subtitles في محاولة يائسة لضمان أنهم سيكونوا آخر الضحايا... صنعوا سلاح سري بقوة وخيفة.
    - Şuradan. - Gösteri yapmışlardı. Bir gergi. Open Subtitles ـ هناك ـ قد صنعوا معرض مستعد
    Arabamı geri alacaklar. Daha önce de yapmışlardı. Open Subtitles سيأخذون سيارتي لقد فعلوها من قبل
    Önceden de yapmışlardı. Open Subtitles لقد فعلوها من قبل
    Bunu daha önce de yapmışlardı. Open Subtitles رأيناهم يفعلون هذا من قبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more