Bunu yapmak için, bu demokrasilerin bilgi alanlarını sızdırmanız gerekecektir. | TED | لفعل ذلك، ستحتاج إلى التسلل إلى مجالات المعلومات لهذه الديموقراطيات. |
Gerçekte önem arz eden şey: Gayret ederseniz düzenli olarak yapabileceğinizin en iyisini yapmak için, sonuçlar olması gerektiği şekilde olacaktır. | TED | هذا هو ما يهم حقاً: إذا بذلت جهدا لفعل أفضل ما تستطيع بصورة دائمة، فان النتائج ستكون كما ينبغي أن تكون. |
Bunu yapmak için fikirlerin ağ yapısına geri dönmemiz lazım. | TED | حسنا، يمكننا أن نعود إلى هيكل شبكة الأفكار للقيام بذلك. |
Bugunün listedeki 86 numarayı yapmak için, iyi bir gün olmadığını düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالتفكير بأن هذا اليوم ليس هو اليوم المناسب للقيام برقم 86 |
Bu robotu yapmak için para da aldık -ki bu iyi oldu. | TED | لذلك انهينا جلب الاموال لصنع هذا الروبوت , الامر الذي كان جميلا |
Kralların bir zamanlar ziyafet verdiği yerlerde şimdi otlar var ve köylüler domuzlarına yuva yapmak için duvarları söküyor. | Open Subtitles | الآن الأعشاب تنمو فى المبنى حيث كان الملوك يقيمون الولائم ـ و عربات القرويين بجانب الجدران لعمل وقايه لخنازيرهم |
Bunu yapmak için tekerleği icat etmemize de gerek yok. | TED | ولسنا مضطرين حتى لاختراع شيء جديد من أجل تحقيق ذلك. |
- Evet. Eminim öyledir. Bunu yapmak için cehennemden geçtiniz. | Open Subtitles | أنا متأكد من هذا، فأنت قاتلت خلال الجحيم لتفعل هذا |
Yapmak istediği şeyleri yapmak için bundan biraz daha etkili yöntemleri vardır. | TED | إن لديه طرق أكثر قوة عن ذلك لفعل ما يريد أن يفعل. |
Ve bunu yapmak için 13 dakikam kaldığından, bu biraz hızlıca olacak. | TED | وعلماً بأن لديّ 13 دقيقة لفعل ذلك، سيكون هذا نوعاً ما سريع. |
Bu konuda bir şeyler yapmak için artık çok geç. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تأخر الوقت قليلاً لفعل شيئ حيال هذا |
Kovulmamak adına daha fazla satış yapmak için bu son şansım. | Open Subtitles | أعمل نوبة مضاعفة إنها فرصتي الأخيرة للقيام بمبيعات كي لا أُطرد |
Bu işe, insanlara yardım etmek üzere modern araştırmalar yapmak için girdim. | Open Subtitles | أتعلمان لقد توغلت في هذا العمل للقيام بأبحاث متطورة ساعياً للمساعدة البشر |
Ödevini yapmak için bilgisayarımı istedi geri alınca bunu buldum. | Open Subtitles | أخبرني أنّه يحتاجه للقيام بواجبٍ مدرسيّ و بعدها وجدتُ هذه.. |
- Evet. Sabun, kozmetik, bebek maması gibi ürünleri yapmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستعملونه لصنع منتجات مختلفة مثل الصابون و مستحضرات التجميل و أطعمة الأطفال |
Bunları yapmak için daha uygun bir zaman olabileceğinin farkındayım. | Open Subtitles | أنا على علم أنه يوجد فرصة أخرى لعمل كل ذلك |
Aradılar, yedek öğretmen diye, biraz para yapmak için ben sen oldum ama sonra oraya gittim ve çocuklar, onlar süper adamım | Open Subtitles | إتصلوا من أجل بديل وقد قلت أنني أنت لجمع بعض المال لكن عندما وصلت إلى هناك والأطفال إنهم عازفي روك يا رجل |
Bunu yapmak için bundan daha fazla t.şağa ihtiyacın var. | Open Subtitles | لديك العديد من الكرات لتفعل ذلك ، أتعلم هذا ؟ |
Biraz masraflı olabilir, ama böyle şeyleri yapmak için değerdi. | Open Subtitles | ربما تكون تكلفة قليلة لكنها كانت تستحق لجعل الآشياء تستمر |
Bu tür hikayelerle çok vakit harcadım , arşivler taradım, gerçekten bu araştırmayı yapmak için yıllarımı verdim. ve bu beni değiştirdi. | TED | وبما أنني قضيت وقتًا طويلًا مع تلك القصص، من خلال غوصي في السجلات، قضيت سنوات لإجراء هذا البحث، وقد غيّرني. |
Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. | TED | تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون |
Hayır anne, para almayacağım. Bunu yapmak için ben para veriyorum. | Open Subtitles | ،لا يا أمي، لن يدفعوا ليّ .بل أنا ادفع لأفعل هذا |
Takı yapmak için malzeme almaya çıkmıştık ve bir şeyler yemeye karar verdik. | Open Subtitles | كنا خارجين نحضر بعض الأغراض لصناعة الإكسسوارات و قررنا أن نأكل شيئاً هنا |
Bunu yapmak için tamamen deli olmak gerekiyordu ve şansımıza, öylelerdi. | TED | يجب أن تكون أحمقا لتقوم بأمر كهذا ولحسن الحظ، كانوا كذلك. |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
Neden böyle bir şey yapmak için sebebi olsun ki? | Open Subtitles | ريلان : مالذي سيجعله يملك سبباً ليفعل شيئا كهذا ؟ |
Bunu yapmak için gerekli olan sistemin neye benzediğini gösteriyorum. | TED | ما أعرضه لك هنا هو كيف سيبدو هذا النظام ليقوم بذلك فقط، ويدعى القاطع الهوائي. |