"yapmakla" - Translation from Turkish to Arabic

    • بفعل
        
    • بصنع
        
    • قمت باعطائهم
        
    • بالدردشة الساخنة
        
    Kızımı başıboş olmakla ve bunları para hırsıyla yapmakla suçladılar. Open Subtitles إتّهموا ابنتي بأنها ساقطة وأنّها قامت بفعل هذا لطمعها بالمال
    Belki benim bir şey yapmakla meşgul olduğumu hiç düşündün mü? Open Subtitles هل طوال عمرك فكرت لثانية أنني مشغوله بفعل شيء ما ؟
    Hatta çoğumuz bunu başkalarından bile beklemeden kendimize yapmakla öyle meşgulüz ki. TED الكثيرون منا لا ينتظرون حتى الآخرين ليفعلوا ذلك فنحن منشغلون بفعل ذلك لأنفسنا.
    Ben de seni izliyor olacağım, belki tanrı hortum yapmakla meşguldür, belki de yoktur. Open Subtitles وسأراقبك أيضاً بحالة أن يكون الرب مشغولا بصنع الاعاصير أو غير موجود
    Kendi bebeğinizi yapmakla mı meşguldünüz? Open Subtitles أم كنتما مشغولين بصنع بعض الأطفال الخاصين بكما؟
    General Hammond, ben ülkeme yıllarca hizmet ettim,... ve ben de kahrolası pekçok tatsız şey yapmakla görevlendirildim. Open Subtitles جنرال هاموند قضيْت الكثير من السنوات في خدمة بلادي وانا امرت بفعل بعض الاشياء المقيتة
    İstemediğin şeyleri yapmakla ilgili. Open Subtitles إنه يتعلق بفعل الأشياء التي لا تريد فعلها
    Sonra bir gün onu giydiğinde, sana tam uymamıştı da beni, sana uymaması için pantolona bir şeyler yapmakla suçlamıştın hani. Open Subtitles وفي يوم ما لبستيه ولم يناسبوا عليكِ واتهمتيني بفعل شيء به
    Ama işin aslı diğer şeyleri yapmakla meşguldün. Open Subtitles ولكن الحقيقة هي أنّكَ كنتَ مشغولاً بفعل أشياء أخرى كذلك مثل ماذا؟
    Beni, bunu yapmakla 20 senedir suçluyordu. Open Subtitles لقد كانت تتهمني بفعل هذا لمدّة 20 سنة مضت
    Bu, doğru olanı ya da yanlış olanı yapmakla alakalı. Open Subtitles الأمر يتعلق بفعل الشيء الصحيح أو الخاطيء
    Doğru olanı, doğru olduğu için yapmakla ilgili bu, gereken tek sebep de bu. Open Subtitles يتعلق بفعل الصواب لأنه الصواب وهذا السبب الوحيد الذي تحتاجه
    Bizim için bir şeyler yapmakla ilgilenirsen bu seni koridor işine tekrar döndürebilir. Open Subtitles إن كنت مهتماً بفعل شيء لنا فقد يعيدك ذلك إلى العمل معنا
    Bizim için bir şeyler yapmakla ilgilenirsen bu seni koridor işine tekrar döndürebilir. Open Subtitles إن كنت مهتماً بفعل شيء لنا فقد يعيدك ذلك إلى العمل معنا
    Ancak, yalnızca bunu yapmakla ilgilenen insanlar değil, aynı zamanda Gezegen Avcıları ile çalışan vatandaş bilim insanları da, verilerde aksi takdirde keşfedilemeyecek gezegenler buldular. TED ومع ذلك، فالناس ليسوا مهتمين فقط بفعل ذلك، ولكن المواطنون العلماء الذين اشتركوا بصائدي الكواكب قد عثروا بالفعل على كواكب في البيانات والتي لم تكن لتكتشف بغير ذلك.
    Bu, banknot yapmakla ilgili değil onları gerçek para için elden çıkarmakla ilgili. Open Subtitles لا يتعلق الأمر بصنع النقود، بل بإستبدالها بالعملات الحقيقية.
    Ayağındaki lastik ayakkabıları yapmakla çok meşgul. Open Subtitles هو مشغول جدًا بصنع تلك الأحذية الرياضة التي تلبسها
    Hiçbir şey kalmayacaksa, neden film yapmakla uğraşıyorum? Veya başka şeylerle uğraşıyorum? Open Subtitles بصنع أفلام أو أي شيء لهذا الأمر ؟
    Üzgünüm benimle burada bütün gün çakılıp kaldığın tarçınlı ekmek yapmakla beynini baydığım için. Open Subtitles ...أنا آسفة إنك متواجدة معى هُنا اليوم بأكمله وجعلك متضجرة بصنع خبز القرفة
    Emirlere uymakla, söyleneni yapmakla ilgili. Open Subtitles انه كان مجرد اتباع لما قد تم من اخبار قمت باعطائهم اياه
    Miller'ın kaybolduğu saatlerde Elmer, erkekler korosunun tenoruyla şehvetli bir şekilde chat yapmakla meşgulmüş. Open Subtitles في الوقت الذي اختفي فيه ميلر إيلمر كان منشغلا بالدردشة الساخنة مع المغني الأول لكورس الرجال في فرقة تاكوما العظمى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more