| Çünkü durmamız gerekiyor, birşeyler yapmamız gerekiyor birleşmeliyiz -- genç bir insan olarak benim kafamı karıştıran politika ve dinden ayrılmamız gerekiyor. | TED | لأنه يجب علينا أن نتوقف, علينا أن نفعل شيئا يجعلنا نتحد بعيدا عن كل السياسات والأديان والتي تحيرني كشاب |
| Bu parçayla alakalı bir şeyler yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً حيال هذا الجزء من البرنامج هنا |
| Çünkü eğer bir şeyi yapabileceğimizi kabul edince o şeyi yapmamız gerekiyor. | TED | ربما لأننا عندما نعترف بأننا يمكن أن نفعل شيئا حيال ذلك، يجب أن نفعل شيئاً حيال ذلك. |
| Ama bunu bizim yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكن مع احترامي لكم يجب ان نفعل هذا بأنفسنا |
| Küresel Hedefler'e ulaşmak için ne yapmamız gerekiyor? | TED | ما الذي يجب علينا القيام به لتحقيق الأهداف العالية؟ |
| Müthiş! Şimdi ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | عظيم ، ماذا يفترض بنا أن نفعل الآن |
| Bizim de bir sonraki hayatımızda affedilmek için hayır işleri yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا يجب أن نقوم بالعديد من الحسنات لكي يُغفَر لنا في الآخرة. |
| birkaçımız hakkında bir şeyler yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نفعل شيئاً بالنسبة للقليل مما لدينا لهذا نحيط العشب بسياج |
| Evet ve bu yüzden de bu konuda bir şey yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الحق ، وهذا هو السبب علينا أن نفعل شيئا حيال ذلك . |
| Ne yapmamız gerekiyor o halde? | Open Subtitles | إنه على حق اللعنة ماذا علينا أن نفعل الاّن؟ |
| "Denizlerimizin sakin olabilmesi için sana ne yapmamız gerekiyor?"... ..hele ki git gide büyüyen ve kabaran bir deniz için. | Open Subtitles | ماذا يجب علينا أن نفعل لك لتجعل البحر يهدء حولنا؟ البحر كان ينمو أكثر فأكثر بصورة عاصفة |
| Sizi eğlendirmek için elimizden geleni yapmamız gerekiyor o halde. | Open Subtitles | يجب أن نفعل أفضل ما لدينا لنزيد من تسليتك. |
| Demek istediğim, onun için doğru olanı yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أننا يجب أن نفعل الشيء الصحيح بالنسبة له |
| Kötü haber ise bu planı tamamlayamadı, ve bizim acil olarak birşey yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الاخبار السيئة انها لم تكمل و نحن يجب ان نفعل شيئا |
| Bu yüzden, internetten öteye giden bir cok şeyi yapmamız gerekiyor. | TED | ولذا يتوجب علينا القيام بالكثير من العمل الذي يذهب لأبعد من الإنترنت. |
| Ne yapmamız gerekiyor, efendim? | Open Subtitles | ماذا يفترض بنا أن نفعل يا سيدى ؟ |
| - Talimatlara göre 50 bin dolar ödeme yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | التعليمات تذكر أننا يجب أن نقوم بدفع 50 ألف دولار |
| Ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | حسناً ، ماذا يفترض أن نفعل ؟ |
| Kanunlar neler? Konuya yoğunlaşmak için ne yapmamız gerekiyor? | TED | ماهي القوانين؟ ماذا يجب علينا ان نفعل لنظل مركزين؟ |
| Bunlarla ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | وما المفترض أن نفعله بهذه ؟ |
| 20 saatimiz kaldı. Ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | حسناً ، لدينا الآن عشرين دقيقة ماذا يُفترض بنا أن نفعل ؟ |
| Peki bu problemi çözmek için ne yapmamız gerekiyor ? | TED | إذن، ماذا يجب علينا فعله لحل هذه المشكلة؟ |
| Bu arada ne yapmamız gerekiyor onun orada durmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | إذن ماذا يُفترض أن نفعل في هذه الأثناء، لا يُمكننا تركها تقف هُناك فحسب. |
| Bunun için bir şey yapmamız gerekiyor. Adamın bütün hayatı o aptal kedi oldu. | Open Subtitles | يجب علينا فعل شيء حيال هذا حياته تدور بالكامل على ذلك القط الغبي |
| Ne yapmamız gerekiyor? Sen söyle Steph. | Open Subtitles | ماذا ينبغي ان نفعل انتي اخبريني يا ستيف؟ |
| Ve Hollywood'da ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | وماذا يفترض بنا أن نفعله في "هوليوود"؟ |