Evet ama kızımız değil ve bu yüzden böyle bir şey yapmamalıydık. | Open Subtitles | أجل، ولكنها ليست ابنتنا ولهذا لم يكن ينبغي علينا فعل هذا |
Belki de bunu yapmamalıydık ama kendine bunu yapmana seyirci kalamıyoruz. | Open Subtitles | انظري ربما لم يكن علينا فعل هذا ولكننا لاا نستطيع مشاهدتك وانتي تفعلين هذا بنفسك |
Bunu hiç yapmamalıydık, bu bir hata. | Open Subtitles | لم ينبغي علينا فعل ذلك قط .. كانت هذه غلطة |
Hayır, yapmamalıydık ama yaptık. Bu çocuklar hep böyle yapıyor. | Open Subtitles | كلا، لم يكن علينا أن نفعل ما فعلناه ولكن ذلك ما يفعله هؤلاء الرجال |
Bunu yapmamalıydık! | Open Subtitles | /c.arabic c.arabicrlm; ما كان يجب أن نفعل هذا! /c.arabic |
Söyleme. Hızlı arama ayarlarını yapmamalıydık. | Open Subtitles | لا تخبريني لم يكن يجب أن نضع لها الاتصال السريع |
Biz Yukarı Çıkmalıydık, Bunu yapmamalıydık. | Open Subtitles | علينا أن نذهب للأعلى يجب أن لا نفعل هذا |
Dostum söylemiştim Bunu asla yapmamalıydık. | Open Subtitles | (دود) لقد قلت لك انه لا يجب علينا فعل ذلك |
Bunu yapmamalıydık. | Open Subtitles | لا يجب علينا فعل هذا. |
Bunu yapmamalıydık. | Open Subtitles | لم يكن علينا فعل هذا |
- Bunu hiç yapmamalıydık. - Çok üzgünüm. | Open Subtitles | ما كان علينا فعل هذا - أنا متأسف - |
O sözleşmeyi imzalamadan döllenme işlemenini yapmamalıydık. | Open Subtitles | لم يكن علينا التخصيب قبل توقيع العقد |
Bugün yapmamalıydık. | Open Subtitles | ما كان يجب أن نفعل هذا اليوم. |
Bunu yapmamalıydık. | Open Subtitles | -ما كان يجب أن نفعل هذا |
Evet, biliyorum. Aslında bu işi bu evde yapmamalıydık. | Open Subtitles | نعم أعلم لكن لم يكن يجب أن نفعلها في المنزل |
yapmamalıydık. | Open Subtitles | صحيح لم يكن يجب أن نتغازل |
Bunu yapmamalıydık. | Open Subtitles | من المفروض أن لا نفعل ذلك |
Ama belki de Matty ve ben birbirimizi daha iyi tanıyana kadar hiçbir şey yapmamalıydık. | Open Subtitles | لكن ربما (ماتي) و أنا كان ينبغي أن لا نفعل أي شيء .حتى نعرف بعضنا بشكل أفضل |