Ve kıtanın en büyük ülkelerinden biri olan Nijerya'da bunu yapmaya başladık. | TED | وهذا ما بدأنا القيام به في واحدة من أكبر الدول في القارة ، نيجيريا. |
Son zamanlarda, dünya üzerindeki laboratuvarlarımızda araştırma yapmaya başladık ve artık bu soru üzerinde çıkarım yapacak gerçek bilimsel verilerimiz var. | TED | مؤخراً، في مختبري ومُختبرات أخرى حول العالم، بدأنا بعمل أبحاث، والآن لدينا بيانات حقيقية علمية لإجابة هذا السؤال. |
20 dakika sonra oraya ulaştığımızda, çocuğa suni teneffüs yapmaya başladık. | TED | عندما وصلنا إلى هناك بعد 20 دقيقة لقد بدأنا بتطبيق الإنعاش القلبي مباشرة على الطفلة |
Böylelikle bir ekip oluşturduk, mükemmel bir insan grubu, ve bunu yapmaya başladık. | TED | وهكذا كوننا فريقا، فريقا عظيما من الناس، وبدأنا في القيام بهذا. |
Giderek daha fazla tek türlü ürün üreten tarım yapmaya başladık. | TED | وبدأنا بزراعة مساحات أكبر من الزراعات الأحادية. |
Yakın zaman önce, termal görüntüleme kameraları ile de deneysel çalışmalar yapmaya başladık. | TED | في الآونة الأخيرة، لقد بدأنا أيضا تجارب مع كاميرات التصوير الحراري. |
O zaman aynı şeyi yapmaya başladık. | TED | ثم، أعتقد بأننا قد بدأنا بالقيام بنفس الشيء. |
Bu teknolojiyi geliştirmek için makine öğrenimi üzerine araştırmalar yapmaya başladık. | TED | لذا فقد بدأنا بحثا تعليميا آليا لنطور هذا الأمر. |
Bu yüzden, hesaplama yapmaya başladık, 10 sente nasıl ulaşabilirdik? | TED | لذلك بدأنا بمحاولة معرفة كيف سنصل الى 10 سنت |
Büyük serigrafi baskıları yapmaya başladık ve satmaya da başladılar. | TED | بدأنا بصنع لوحات كبيرة من الحرير وبدأنا نبيعها كذلك |
Bunu yapmaya başladık ve her yıl sadakamızı yüzde 1 arttıracaktık. | TED | إذاً، بدأنا بفعل ذلك، وكل عام كنا نرفع مساهمة العُشر خاصتنا بواحد في المائة. |
Deneyimlerimizle ilgili açık ve dürüst konuşmalar yapmaya başladık. | TED | بدأنا في المحادثات المفتوحة والصريحة حول ما واجهناه. |
George ve ben, kız ne zaman uyusa midesinin gece boyunca uyumayıp benimle konuşması ile ilgili şakalar yapmaya başladık. | Open Subtitles | بدأنا نسخر منها إذ أنها عندما تنام، يظل بطنها مستيقظاً في الليل ويتكلم معي. |
- Yeni tüneller yapmaya başladık. - Bunlarla ne yapacağız ki? | Open Subtitles | بدأنا في عمل الأنفاق الجديدة ما الجيد من ذلك؟ |
İnanılmazdı. Haftada bir yapmaya başladık demek istiyorum | Open Subtitles | لقد كان مدهشاً ، أعني بدأنا بفعلها مرة أسبوعياً |
Bu konuşmalardan yeni fikirler ortaya çıktı ve küçük deneyler yapmaya başladık. | TED | كنتيجة لتلك المحادثات تولدت أفكار جديدة وبدأنا بعض التجارب الصغيرة. |
JK: Bu kadar zaman sonra, tepe ile ilgili fikir hala duruyordu. Çizimler, modeller yapmaya başladık | TED | بعد كل تلك المدة، هذه التلّة، هذه الفكرة مازالت موجودة، وبدأنا بإجراء الرسومات والنماذج واستنتجنا أمرًا ما. |
Ama gerçek şu ki, biz programlama kılavuzunu bulduk ve oyunlar yapmaya başladık. | TED | الواقع أننا حصلنا على دليل البرمجة وبدأنا بصنع الألعاب |
Planlar yapmaya başladık, yeni hayaller kurduk. | Open Subtitles | بدأنا نخطط لمستقبلنا وبدأنا نحلم من جديد. |
Nasıl olduğunu bilmiyorduk, fakat değişik ve zorlu bir iş olacaktı. Rio'da yaptığımız şeyin aynısını yaptık, mahalleye taşındık ve barbekü yapmaya başladık. | TED | لم يكن لدينا أدنى فكرة، ولكنه بدا لنا تحديًا مثيرًا للاهتمام، وقمنا تمامًا بما قمنا به في ريو وانتقلنا للعيش في الحيّ وبدأنا بالشواء. |