Bence doğru olanı yapıyorsunuz. Zaten yakalasalar da bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | انتم تفعلون الصواب , لن يفعلوا شيئا حتى لو امسكوا به |
Bunu yapmazlar çünkü mükemmel bir kadroyu doldurdum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم لن يفعلوا لأنني أشغل حيز لا بأس به هنا. |
Ve yine inanırlar ki insanlar beni izlediğinde veya belki bu filmi veya herneyse izlediğinde sanırlar ki yani evet yani bilirsiniz bunu izlerler ve bir şey yapmazlar çünkü onların beynini uyuşturup onları aptallaştırmada öyle başarılı olmuşuzdur ki yani hiç etkilenmeyeceklerdir... | Open Subtitles | يعتقدون ذلك أتعلمون حسنا تعلمون حسنا تعلمون ما إنهم سوف يشاهدون هذا ولن يفعلوا أيّ شئ |
Zorlukları aşan insanlar, bunu yalnız başlarına yapmazlar. | TED | الأشخاص الذين يتجاوزون الصعاب لا يفعلون ذلك لوحدهم. |
Bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
Bu virüse ulaşma yetkisi olan kişiler, böyle bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | إن الموظفين العاملين هناك والذين لديهم صلاحية الدخول للفيروس لن يقوموا بشيء كهذا هل أنتي متأكدة؟ |
Ebeveynlik tek kelimeyle olur Tom... itmek. İtmezsen bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | يوجد عدة طرق من أجل تهدئتهم و أحد هذه الطرق هي القوة إذا لم تمارس القوة فهم لن يفعلوا أي شيء |
Bu filmi düzenleyip hikayeyi yazacağım. Bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | سآخذ التصوير واجمعه لجعله قصة هم لن يفعلوا |
- Süt zehiri etkisiz hale getirir. Hastanede hiçbir şey yapmazlar. - Getir o zaman şu sütü! | Open Subtitles | الحليبسيُطهرالسُم، لن يفعلوا شيءً أكثر من ذلِكَ في المشفى |
Edeceklerini söylerler ama asla yapmazlar. | Open Subtitles | يقولون إنّهم سيفعلوا، لكن لا يفعلوا أبدًا |
Göletin dibini zaten önceden taradılar bir daha yapmazlar diye düşündün değil mi? | Open Subtitles | إستنتجت أنّهم فتشوا المستنقع مُسبقا، ولن يفعلوا ذلك مجددا؟ |
Yok öyle yapmazlar. Yola çıkmak için izni alman gerek. | Open Subtitles | لا ، لا يفعلوا هذا عليك أن تصبح مسجلاً حتى تبحر |
Bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
Hayır yapmazlar. Ben yapan birini tanımadım. | Open Subtitles | هذا ليس ما يفعله الرجال، أعرف العديد لا يفعلون هذا. |
Ne de olsa oğlanlar, Bayan Wilde.. Asla söylediğini yapmazlar. | Open Subtitles | الاولاد انسة وايلد لا يفعلون ما يقال لهم ابدا |
Asla senin için karısından ayrılmaz. Bunu asla yapmazlar. | Open Subtitles | إنه لن يترك زوجته من أجلك إنهم لا يفعلون ذلك |
Bunu ben emretmedim ve benim adamlarım böyle bir şeyi asla kendi başlarına yapmazlar. | Open Subtitles | لم آمرهم بذلك ورجالي لن يقوموا بمثل هذا ،من تلقاء أنفسهم |
Bunu yapmazlar bebeğim! Burada olduğumuzu biliyorlar. | Open Subtitles | لن يفعلو ذالك ياعزيزي إنهم يعلمون بأننا في ألداخل |
Onun hayatını tehlikeye atacak hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | إنهما لن يفعلا أي شيء يمكنه أن يهدد حياتها. |
Cylonlar hiçbir şeyi boşuna yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعل السيلونز أي شيء مُصادفة |
Gerçekten iş yapmazlar, sadece her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak isterler ki bu da rahatsız etmektir. Ve dünyada birçok yönetici var şu anda. | TED | هم لا يقومون بعمل حقيقي لذلك يتوجب عليهم التأكد من ان الآخرين قاموا بالعمل , وهو المقاطعه ونحن لدينا الكثير من المديرين في العالم الآن. |
Onlar hata yapmazlar. | Open Subtitles | انهم لا يخطأون انهم لا يعملون عشوائياً |
Senin gibi alçaklar onların kendi anne ve bacılarına dokunmadığı sürece asla bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | حتى الأوغاد أمثالك عندما يسيئوا التصرف مع أمهاتهم وأخواتهم لايفعلون شيئاً |
- Frank, kör insanlar neden kar dalışı yapmazlar biliyormusun? | Open Subtitles | فرانك هل تعرف لما لا يستخدمون الشخص الأعمى لقيادة الطائرة؟ |
Hafta sonu kefaret duruşması yapmazlar. | Open Subtitles | إنهم لا يعقدون جلسات الاستماع للخروج بكفالة في نهاية الأسبوع |
- yapmazlar, değil mi? | Open Subtitles | إنها... إنها لا تخرج , إليس كذلك ؟ |
Anlaşabilen insanlar birbirlerine karşı casusluk yapmazlar. | Open Subtitles | حسنا.. الاشخاص الذين هم بصف واحد لا يتجسسون علي بعضهم البعض |