Farz edin ki apartmanlarda yaşamak isteyen insanların yarısının bir dairesi var; diğer yarısının daha yok. | TED | تخيل ان نصف الناس الراغبين في الحصول على شقق سكنية, قد حصلو عليها فعلا النصف الاخر مازال بالانتظار |
Mahalledeki insanların yarısının bir akrabası hapiste. | Open Subtitles | نصف سكان شمال المدينة لهم آباء وأقرباء وأعمام وإخوان في السجن. |
Ve bundan da önemlisi, bu grafiğe daha dikkatlice bakarsanız, bu dijital verinin yaklaşık yarısının bir I.P. (internet protokolü) adresi olan veri olduğunu göreceksiniz. | TED | وأكثر أهمية حتى من ذلك، إذا نظرتم بعناية أكبر لهذا الرسم البياني، ما سوف نلاحظ أن حوالي نصف البيانات الرقمية هي المعلومات التي لديها عنوان تعريفي. |
Okyanusun elektrikli süpürgeleri olarak işlerinde çok iyidirler. Kumlu deniz tabanının yaklaşık yarısının bir deniz hıyarının sindirim kanalından geçtiği düşünülmektedir. | TED | باعتبارها مكانس للمحيطات، فإنها تقوم بعملها بشكل جيد جداً: يُعتقد أن حوالي نصف قاع البحر الرملي قد عَبر خلال الجهاز الهضمي لخيار البحر. |
Pekala, çalışmalar bir şeye gerçekten dikkat etmeyi denediğimiz zamanlarda bile -- mesela bu konuşma gibi -- bir noktada insanların yarısının bir hayale dalacağını ya da Twitter'a bakma dürtüsüne sahip olacağını gösteriyor. | TED | حسناً، أظهرت الدراسات أنه حتى عندما نحاولُ فعلًا الإنتباه إلى شيء-- ربما مثل هذا الحديث -- في مرحلة ما، سيستغرق نصف مجموعتنا في أحلام اليقظة، أو تتملكنا الرغبة للتحقق من تغريدات تويتر. |
Kuzey Amerika kasabalarının yarısının bir Doktor Graham'ı vardır. | Open Subtitles | نصف مدن أمريكا الشمالية يوجد بها (د/غراهام). |
GCPD'deki polislerin yarısının bir Cobblepot'ı var ve her şey Loeb'un elinde. | Open Subtitles | نصف شرطيين (غوثام) لديهم شخص قتلوه، و(لوب) يعرفهم جميعاً ... |