"yara bere" - Translation from Turkish to Arabic

    • كدمات
        
    • رضوض
        
    • وكدمات
        
    • مغطاة بالكدمات
        
    • تعتليهما الكدمات
        
    Vücutta yara bere ya da çürük ya da herhangi bir iz yok. Open Subtitles لا تآكلات أو كدمات أو يثبت أثر في الجسم.
    Hatta bacaklarında yara bere bile yok. Open Subtitles في الواقع، ليس هناك كدمات في الأطراف السفلية.
    Adamı çok sıkı kavrarsan pateşiye neden olursun dil kemiğini kırarsın hatta yara bere bile olur. Open Subtitles أمسك رجلا بشدة وستسبّب له نمشات دماء وتكسر عظام عنقه ، وحتى كدمات
    Pek çok yara bere. Open Subtitles عدة رضوض
    Vucundunda herhangi bir kemik kırılmadı yada yara bere almadı. Open Subtitles ولا اي رضوض
    yara bere içerisinde dönüyor hep. Çok sakar. Open Subtitles وكل يوم تعود بخدوش وكدمات فى جسمها,إنها حمقاء
    Bu sabah kalktığımda, kendimi yara bere içinde buldum. Open Subtitles وعندما استيقظت هذا الصباح كنت مغطاة بالكدمات
    - yara bere içindeler. Open Subtitles نعم، تعتليهما الكدمات والجروح
    Kaburgalarında kırık, sayamayacağım kadar çok yara bere ve sarsıntı sonrası oluşan geçici his kaybı. Open Subtitles لديه كسر في ضلوعه بالاضافة الي كدمات كثيرة وارتجاج في المخ الذي ادي الي صرع انه فقط شئ رائع
    Bayan Rose'da çok sayıda yara bere mevcut. Open Subtitles أوه. الآنسة. روز عِنْدَها عدد كبير نسبياً كدمات.
    - Doğu yakasındaki bir çöplükte bulunmuş, kolu kırık, boynu kırık, yara bere içinde... hayatının kavgasını ediyormuş. Open Subtitles عثر عليه في حاوية نفايات بالجانب الشرقي ذراع مكسورة ، و الرقبة مكسورة ، و كدمات كان في المعركة من أجل حياته
    Yüzüme vurmazdı hiç, yüzümde yara bere olmazdı. Open Subtitles من الواضح أنه لم يكن لدي كدمات هناك
    Vücudunun yarısı uyurken mi yara bere içinde kaldı? Open Subtitles هل أستيقظت ووجدت كدمات على جسدك فجأةً؟
    Çok kötü dayak yemiş. Birçok yara bere var. Open Subtitles كدمات ، تمزقات متعددة
    Her tarafım yara bere. Open Subtitles كل ما لديّ هو كدمات.
    Birkaç yara bere diyelim. Open Subtitles مجرد رضوض
    Müvekkiliniz sebebiyle, elimde yara bere içinde bir dedektif var. Open Subtitles ولديّ عميلة مُصابة بجروح وكدمات نتيجة من موكّلكِ.
    Kocasından şiddet gördüğü için vücudu yara bere içindeydi. Open Subtitles كانت مغطاة بالكدمات من ضرب زوجها
    - Her tarafları yara bere içinde. Open Subtitles تعتليهما الكدمات والجروح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more