"yaralamak" - Translation from Turkish to Arabic

• بإيذاء
• المخالب
• لجرح
• تجرح

Kim neden Clyde Frog'u yaralamak ister Eric?
لماذا يقوم احدهم بإيذاء الضفدع كلايد، اريك؟

Evet, ama onun tek ilgilendiği şey kendini yaralamak.
نعم, ولكن, تعلمين, بإن الشخص الوحيد الذي يهتم لإيذاءه هو القيام بإيذاء نفسه

Pençeler yaralamak, dişler parçalamak üzere.
لأن المخالب ستشرط والأسنان ستمزق

Tanrılar, Persleri yaralamak ve Yunanlıların moralini yükseltmemiz için fırsat verdi.
-لقد أعطتنا الآلهة الفرصة لجرح الفُرس ، ورفع الروح المعنوية لليونان.

"milyonların yüreğini yaralamak için eşsiz bir melodiyle şıngırdarlar."
يَرْنّون مع الموسيقي لجرح قلوب الملايين

O adamı yaralamak zorunda değildin.
-لم يكن عليك أن تجرح ذلك الرجل

Neden çocuğunun anasını yaralamak isteyesin?
لماذا قد تود ان تجرح ام طفلك؟

Erkeklerin ruhlarını yaralamak gibi bir arzum yok.
ليس لدي الرغبة بإيذاء أرواح الرجال

Kendi kendimi yaralamak gibi kötü bir alışkanlığım olduğu için evdeki çatalların çoğunu gizlemişlerdi, ben de bu yüzden kendimi plastik çatalla silahlandırmıştım sonunda, bir çeşit piknik eşyasıydı ve ben odanın dışında çatalı kavramış, harekete geçmek için bekler vaziyetteydim.
ولأنه كانت لدي تلك المشكلة الكبيرة بإيذاء النفس لدرجة أن معظم أدوات المائدة في المنزل كانت مخبأة. حتى انتهى بي الأمر بحماية نفسي بشوكة بلاستيكية نوع من نزهة ما، جلست خارج الغرفة ممسكة بها و منتظرة الإندفاع في حال حدوث أي شيء.

Pençeler yaralamak, dişler parçalamak üzere."
لأن المخالب ستشرط" "والأسنان ستمزق

"milyonların yüreğini yaralamak için eşsiz bir melodiyle şıngırdarlar"
يَرْنّون مع الموسيقي لجرح قلوب الملايين

milyonların yüreğini yaralamak için eşsiz bir melodiyle şıngırdarlar"
يَرْنّون مع الموسيقي لجرح قلوب الملايين

"yaralamak çok kolay..."
♪ من السهل جدا أن تجرح و

Meyve çalmak başka bir şey ama seni yakalayan üç gardiyanımı yaralamak bambaşka bir şey.
{\pos(190,230)}سرقة الفواكه أول تهمة {\pos(190,230)}وأيضًا تجرح ثلاثة حراس عندما يقبضون عليك؟