"yaralanmıştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • أُصيب
        
    • مصابًا
        
    • جُرح
        
    • أصيبت
        
    • تأذى
        
    • بجروح
        
    • مصابا
        
    • وأصيب
        
    • كان مصاب
        
    • كانت إصاباتها
        
    • لديه جرح
        
    Alfred Wegener, I. Dünya Savaşı'nda askere alınmış ama kısa süre sonra yaralanmıştı. Open Subtitles لبناء الدعور العلمية لها جُنِّدَ ألفريد فيجنر خلال الحرب العالمية الأولى و لكنه أُصيب بعد ذلك
    yaralanmıştı, baba. İlgilen diye eve getirdim. Open Subtitles كان مصابًا يا أبي، جلبته للبيت لترعاه.
    Adam, karımı korumaya çalışırken yaralanmıştı bir daha yanına gittiğinde, teşekkürlerimi iletmeni istiyorum. Open Subtitles الرجل جُرح وهو يحاول حماية زوجتي بجانب اهتمامك به، أود أن تقدمي له امتناني
    Hamile gelinim ciddi şekilde yaralanmıştı... ama şiddet asla çözüm olamaz. Open Subtitles وزوجة أبني الحامل أصيبت بأصابات خطيره و العنف ليس ايجابيا ابدا
    Ve bittiği zaman, bazı çocuklar ölmüş, bazıları yaralanmıştı. Open Subtitles تأذى بعض الأولاد و البعض الآخر ماتوا
    Bir anti-Sandinista gerillası, Komutan Zero Güney Nikaragua'ya saldırdığında ölümcül şekilde yaralanmıştı. TED عصابات معادية للالساندينية أصيبت بجروح بالغة حيث هجم "القائد صفر" على قرية في جنوب نيكراغوا.
    Guarnere kötü yaralanmıştı, ve Hoobler kazara ölmüştü. Open Subtitles "جارنير" كان مصابا بشده و "هوبر" قتل في حادثه
    Keskin nişancı düştü, yaralanmıştı ama ölmemişti, çünkü işe yarar bilgi saklıyor olabilirdi. Open Subtitles سقط القنـاص، وأصيب لم يقتـله، قد يكون لديه معلومـات
    Marcus da senin gibi yaralanmıştı ama güneş ışığı onu iyileştirdi. Open Subtitles أُصيب "ماركس" مثلكِ وعالجه ضوء الشمس في النهاية
    Baxter, Kaliforniya'daki bir inşaatta yaralanmıştı. Open Subtitles (باكستر) أُصيب في موقع للبناء في (كاليفورنيا).
    Fredericks McDermott bombalı saldırı esnasında yaralanmıştı. Open Subtitles (فريدريكس) (ماكديرموت) أُصيب في الهجوم الكهرومغناطيسي
    yaralanmıştı, baba. İlgilen diye eve getirdim. Open Subtitles كان مصابًا يا أبي، جلبته للبيت لترعاه.
    Bugünün önceki versiyonunda Baş komiser Singh oldukça kötü yaralanmıştı, Joe'nun başı beladaydı. Open Subtitles في النسخة السابقة من اليوم كان الكابتن (سينغ) مصابًا بشكل بالغ وكان (جو) في خطر
    Hayır Connor sen oraya gelmeden önce yaralanmıştı. Open Subtitles كلا، كلا، (كونر)، كان مصابًا قبل وصولك إلى هناك.
    Önce Normandiya'da, sonra da Hollanda'da yaralanmıştı. Open Subtitles جُرح في "نورماندي" ثم في "هولاندا"
    Normandiya ve Hollanda'da yaralanmıştı. Open Subtitles جُرح في "نورماندي" ثم في "هولاندا"
    Birliğinin vurulduğunu öğrendi. Arkadaşlarından biri yaralanmıştı. Open Subtitles لقد عرف للتو أن وحدته أصيبت وأحد أصدقاءه أصيب
    Kardeşim beni kurtarmak isterken yaralanmıştı. Open Subtitles تأذى اخى كثيرا بحمايتى لة
    - Fena yaralanmıştı. Open Subtitles حسنٌ, لقد كانت مصابة بجروح بليغة
    - yaralanmıştı ve korunmaya ihtiyacı vardı! Open Subtitles -كان مصابا و احتاج الى حمايتك
    70.000 kişi yaralanmıştı. Open Subtitles وأصيب سبعون ألف أخرين
    Zaten yaralanmıştı. Ölüyordu, savunmasızdı, yalnızdı. Open Subtitles . لقد كان مصاب بالفعل يحتضر , بلا مقاومة , وحيداً
    Neresinden yaralanmıştı? Open Subtitles ماذا كانت إصاباتها ؟
    Silah ile omzundan yaralanmıştı. Open Subtitles لديه جرح بسبب عيـار ناري في كتفه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more