Pekala, suçluluk kompleksinden yararlanmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | حقّاً ، فأنا سأستمرّ في إستغلال عقدة الذنب عندكِ |
Ve bundan yararlanmaya kalkmıyor sükunetle eve dönüyorlardı. | Open Subtitles | بإستردادهم لجميع حقوقهم وكذلك بعدم إستغلال هذا الموقف عدما عادوا بسلام إلى المدينة |
Sen gerçekten bu olanlardan yararlanmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت حقاً بدأت في إستغلال هذه الحالة كلها |
Herkes benim zavallı Kabasakal' ımdan yararlanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أوه، بلوتو، بلوتو، بلوتو! الجميع يستفيد من بلدي بلوتو الفقراء! |
Birileri güçlerinden yararlanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وشخص ما يريد أن يستفيد من قدرته |
Belki durumundan yararlanmaya çalışıyorumdur. | Open Subtitles | ربما ل يمكن أن تحاول للاستفادة من الوضع الخاص بك. وتجد أن روح الدعابة. |
Bu adamların çoğunun yeni bir çocuğun avantajlarından yararlanmaya çalışan dolandırıcılar olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | ستجدين أن العديد من هؤلاء هم محتالين يرديدون إستغلال الشخص الجديد |
Kızımdan yararlanmaya çalışıyordun. - Ama ann-- | Open Subtitles | هاودتك نفسك، لتحاول إستغلال إبنتي |
Birisi onun fiziksel özelliklerinden yararlanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هناك شخص يريد ان يستفيد من صفات جسده |
Bak şimdi de yufka yürekliliğimden yararlanmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | حسنا، الآن أنت فقط محاولة للاستفادة قلبي لينة. |
Sevgililer günü indirimimizden mi yararlanmaya çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | هل أنتم هنا للاستفادة من تخفيضات عيد الحب؟ |