Ve bu Amy Ng, magazin editörü aynı zamanda ressam, girişimci, öğretmen ve yaratıcı bir yönetmen. | TED | وهذه آمي نج، محررة بمجلة تحولت إلى رسامة ورائدة أعمال، ومعلمة ومخرجة إبداعية. |
Kendi casinolarını açmak oldukça yaratıcı bir şeydi. | Open Subtitles | بربّك، فتح كازينو خاصّ بهما فكرة إبداعية |
Karmaşık dünyamızın karmaşık sorularından olan bu soruya yaratıcı bir cevap bulmak gerekiyor. | TED | هذا سؤال معقد لعالم معقد يستدعي حلولًا مبدعة وفريدة. |
Bu, yaratıcı bir hayatta kabullenilmesi en zor şeylerden biri. | TED | هذه أحد أصعب التسويات تفعلها ألماً في حياتك الإبداعية. |
Sizin yaratıcı bir takım olduğunuzu sanıyordum kendine has yöntemleri olan peki bu mızmızlanma ne oluyor? | Open Subtitles | ظننتُ أنكم فريق إبداعيّ نوعاً ما قادر على العمل بشكل غير تقليدي، -لذا ما قصّة تذمّركِ؟ -إيّاك والتحدّث معها بتلك الطريقة . |
Onlar oldukça yaratıcı bir aile olduklarını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | إنهم... يمكنك وصفهم بأنهم عائلة من المبدعين |
İronik olarak, gece kulübünün o gürültülü, duman kaplı.... ortamında, Eudora Fletcher davada büyük bir ilerleme sağlayacak, son derece akıl dolu ve yaratıcı bir plan geliştirir. | Open Subtitles | المفارقة ، أنه في هذه الأجواء الصاخبة والمزعجة.. في الملهى إلا أن الدكتورة فليتشر.. خطرت لها فكرة مبتكرة وذكية.. |
Eminim ondan daha yaratıcı bir şey bulabilirsin. | Open Subtitles | أنا متاكد انك تستطيعين أن تفكر في شيء اكثر إبداعاً من هذا |
Ohio'daki öğretmenlerin böyle yaratıcı bir genci kaçırdıkları için üzülmüş olmalılar. | Open Subtitles | من المؤكد أن استاذك في أوهايو سيكون آسفا لفقدان مبدع مثلك |
Ve bu yeni yaklaşım yaratıcı bir şekilde yaptığımız her yeni şey için geçerlidir. | TED | وبالتالي هذه المقاربة تبقى صالحة لأي شيء جديد نقوم به بشكل إبداعي. |
Amaç mahallemizde finansal bir kapital ve yaratıcı bir kapital inşa etmek. | TED | والغرض من ذلك هو بناء رأس المال النقدي، ورأس المال الإبداعي في حيّنا. |
Ancak yine de kuyruklu yıldız etkileri aynı zamanda yaratıcı bir güç olabilir. | Open Subtitles | لكن تصادمات المذنّبات قد تكون قوّة بنّاءة |
yaratıcı bir yaklaşım ama uzun vadeli bir çözüm değil. | Open Subtitles | .وبقينا صامتين لحين انصرافهم منهج خلاق ولكنه لن يصمد على المدى الطويل |
Juan Antonio, resimleriyle çok yaratıcı bir döneme giriyordu. | Open Subtitles | خوان أنطونيو كان يمر بفترة إبداعية من خلال لوحاته |
Senin yaratıcı bir bakış getireceğini ummuştum. | Open Subtitles | ظننت فقط أنّك قد تكون لديك إضافات إبداعية. |
Bazen belki de hayatımda daha yaratıcı bir şeyler yapmalıydım diye düşünüyorum. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أظن بأنه ربما كان يجدر بي أن أفعل شيئاً أكثر إبداعية في حياتي |
Fakat mavi yakalı işçiler olarak; bence otel görevlisi ile oturup onunla bir şeyler içseniz bir saat sonra yaratıcı bir fikir bulabilirsiniz. | TED | ولكن حتى العمال محدودي الدخل، أظن أنك قد تذهب إلى خادم الفندق وتتناول شرابًا معه أو معها، وبعد ساعة، تتوصل إلى فكرة مبدعة |
Eski Yunanın, büyük şarkıcısı Orpheus'un... yaratıcı bir planı vardı. | Open Subtitles | , اورفيوس , اعظم مغني في اليونان القديمة جاء بفكرة مبدعة |
Çıtayı yaratıcı bir şekilde yükselttik ve ben çalışmamı duraklattım. | Open Subtitles | فقد قبلنا التحدي وقمنا بالوصول لأقصى ما يمكن الوصول إليه في العملية الإبداعية وقمت بالوقوف بجانب ومساندة عملي |
Beyler, yaratıcı bir ajansın neye benzediğini merak ettiyseniz gördünüz. | Open Subtitles | حسناً يا سادة كننت تتسائلون كيف شكل الوكالة الإبداعية ها أنتم حصلتوا عليها |
Sizin yaratıcı bir takım olduğunuzu sanıyordum kendine has yöntemleri olan peki bu mızmızlanma ne oluyor? | Open Subtitles | ظننتُ أنكم فريق إبداعيّ نوعاً ما قادر على العمل بشكل غير تقليدي، -لذا ما قصّة تذمّركِ؟ -إيّاك والتحدّث معها بتلك الطريقة . |
Onlar oldukça yaratıcı bir aile olduklarını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | إنهم... يمكنك وصفهم بأنهم عائلة من المبدعين |
Her ziyaretle, bu övgüler giderek daha yaratıcı bir hale geliyordu. | Open Subtitles | و مع كل زيارة تلك المراسم اصبحت مبتكرة أكثر فأكثر |
Sakin ol. Ölmeni isteseydim bundan daha yaratıcı bir şeyler yapardım. | Open Subtitles | استرخِ، لو أردتُك ميّتاً، فسأكون أكثر إبداعاً من هذا. |
O, yaratıcı bir adam gibi görünüyor. Benim, bir şüphem var. | Open Subtitles | أن صوته يوحي بأنه رجل مبدع .. لدي شك حول ما |
Çünkü sanatsal bir ifadeyi yaratıcı bir diyaloğa dönüştüren şey bu. | TED | لأن ذلك يحول اللمسة الفنية إلى حوار إبداعي حقيقي. |
Daha ziyade zafer kazanmayı sağlayan yaratıcı bir doğaçlamaydı. | Open Subtitles | إنه أشبه أكثر بالارتجال الإبداعي لضمان النصر |
Ancak başka bir anlamda, çok yaratıcı bir güçtür. | Open Subtitles | لكن من ناحية أخرى فإنها قوة بنّاءة |
Benim emme fonu dediğim bu şeyi yönetmeleri için... hapisten yeni çıkmış yaratıcı bir muhasebe ekibi kullanıyorum! | Open Subtitles | أستعين بمحاسب خلاق جداً أطلق سراحه مؤخراً ــ لإدارة ما أدعوه حساباً احتيالياً ــ دعني أفعل ذلك، أين جهاز التحكم؟ |