Yazdığına göre içinde, yaratılışın ruhlarına sunulan dört şey varmış. | Open Subtitles | فهي تقول إنها تحتوي على أربعة عروض إلى أرواح الخلق |
Hepimizin bu yok edici yaratılışın tutsağı olduğumuzu bilmiyordum. | Open Subtitles | أننا جميعاً محاصرين بواسطة هذا الخلق الملتهم |
O, Dünya üzerindeki yaşam ve doğadaki yerimize ilişkin anlayışımızı dönüştürerek yaratılışın gizemlerini çözmeye yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | لقد ساعدتنا في إكتشاف سرّ الخلق, مُحوّلة مفهومنا للحياة على الأرض, والمكان الذي نعيش به في الطبيعة. |
İşte bugün tüm yaratılışın sonsuza dek değişeceği gündü. | Open Subtitles | هذا اليوم هو اليوم التي على أسسها الخليقة بأكملها ستتغير إلى الأبد |
Katolik Kilisesi artık Tekvin'i yaratılışın bir tarifi olarak kabul etmiyor. | Open Subtitles | لم تعُد الكنيسة الكاثولوكية ترى أنَّ سفر التكوين الواصف الحرفي للخلق |
Hani o yaratılışın temellerini inceleyip sonra da... | Open Subtitles | انتِ تعلمين , واحد من أولئك الأشخاص الذي يفحص كتل بناء المخلوقين |
yaratılışın sonu gelirken bedenlerimizden, zamandan neden ve sonuç ilişkisinden hür olacağız. | Open Subtitles | أحرار من هذه الأجسام ومن هذه الأوقات السبب والأثر في حين يتوقف الخلق عن الوجود |
Orada yıldızların doğuşunu ve ölüşünü gördük yaratılışın fısıldamasını duyduk. | Open Subtitles | هناك يمكننا مشاهدة ميلاد و نهاية النجوم ونستمع إلى همسات الخلق |
yaratılışın geri kalanından ayrı bir yere koymak yerine Chambers bizim de bunun bir parçası olduğumuzu söylüyordu. | Open Subtitles | فبدلاً من فصل الإنسان عن بقية الخلق امتداد له قال تشامبرز إننا |
Eskiden Dünya'nın bütün yaratılışın merkezi olduğunu düşünürdük. | Open Subtitles | ذهب إلى منحنا ثوري كنا نعتقد أن الأرض هي مركز الخلق كله |
Bir noktada, yaratılışın doğasına dair aklınızda bir soru belirmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بُدَّ و أنَّك توصلت إلى نقطة تساءلت فيها عن طبيعة الخلق |
yaratılışın devam ettiği fikri yeni bir fikir gibi. | Open Subtitles | فكرة أنَّ الخلق مُستمر تبدو كَفكرة جديدة |
Pirler'in trans halindeyken yaratılışın nasıl olduğuna dair aydınlanma yaşadıkları söylenir. | Open Subtitles | يُقال أنَّهُ عندما كانَ الحُكماء في غشيتهم حصلوا على رؤية حول كيف حدثَ الخلق. |
Bu bizi koltuklarımızın ucuna getiriyor, çünkü o temasa bir anlık uzaklıktayız, ki onunla insan kendi amacını keşfederek sıçrayacak ve yaratılışın zirvesinde yerini alacak. | TED | مما يجعلنا نجلس على حافة مقعدنا من الترقب، فما هي إلا لحظة و يحدث التلامس، الذي سيكتشف هذا الرجل من خلاله الهدف من وجوده، و يثب ليأخذ مكانه في قمة هرم الخلق. |
Bunu beklemiyordum. yaratılışın şafağı gibi. | Open Subtitles | إنها غير متوقعة - على غرار فجر الخليقة - |
yaratılışın kelamlarını tercüme etmek için bana ihtiyacınız var. | Open Subtitles | أنت تحتاجني لكي أترجم لك كلمات الخليقة |
Chambers kitaba "yaratılışın Doğal Tarihinden İzler" adını verdi. | Open Subtitles | أطلق عليه تشامبرز آثار التاريخ الطبيعي للخلق |
Bu nedenle yaratılışın Büyük Patlama ile bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا هو ما أتساءل عنه تماماً. و لهذا السبب لا علاقة للخلق بالانفجار الكبير |
Bu kazı ve araç şeyi Yeni yaratılışın malları. | Open Subtitles | ذلك المثقاب وهذه العربات ملكية التكوين الجديد |