| Yaratıkların açıkça çevrelerine uyum sağlayabildiğini çünkü artık yaratılışa inanan öğrencilere bir şeyler fırlatma isteğimin olmadığını yazdım. | Open Subtitles | لأنه لم تعد لدي الرغبة في رمي الأشياء على الطلاب الذي يؤمنون بنظرية الخلق |
| Kahraman ikizlerin babası. yaratılışa hizmet ediyor. | Open Subtitles | و هوَ أب التوأمين البطلين الذين قاما بعملية الخلق كاملة. |
| Dini yaratılışa ve yaratılışına devam eden yanilenmesine odaklanan bir uygarlık. | Open Subtitles | لقد كانت حضارة ذات دينٍ يُركِّز على الخلق و التولّد الدائم للخلق |
| yaratılışa bakıp söyleyebiliriz, "Normal dizin nedir?" | Open Subtitles | نستطيع أن ننظر الى الخلق ونقول "ما هو الوضع الطبيعى؟" |
| Giuseppe ve onun gibiler için kozmoloji hem ilahi yaratılışa açık kapı bırakıyor, hem de Tanrı'yı uzay ve zamanın hakimi olarak görmek için yeni yollar sunuyor. | Open Subtitles | بالنسبة لِ (جوسيبي) و آخرين مثله لا يترك علم الفلك فُسحة للخلق الإلهي و حسب بل و يوفِّر طُرق جديدة لفهم الرب |
| Dünyanın her yanına gidin, müjdeyi bütün yaratılışa duyurun. | Open Subtitles | الذهاب إلى العالم وأبشر لجميع الخلق. |
| Bilim de bize yaratılışa dair yeni bir perspektif sundu. | Open Subtitles | و العلم قد أعطانا منظور جديد عن الخلق |
| Değil mi? Ben yaratılışa inanıyorum. | Open Subtitles | انا اؤمن بنظرية الخلق |
| Bu şey yaratılışa kadar uzanıyor. | Open Subtitles | هذه تعود إلى وقت بداية الخلق |
| Richard, bana mimarilerinin de yaratılışa odaklandığını anlatıyor. | Open Subtitles | (و يُخبرني (ريتشارد أنَّ مِعمارهم ركَّزَ أيضاً على الخلق |
| yaratılışa. | Open Subtitles | الخلق. |