Dünyanın her yerinden beşyüzden fazla gönüllü 90 aileye yüzlerce fotoğrafı tamamen yenilenmiş ve rötuşlanmış olarak geri vermemize yardım ettiler. | TED | أكثر من خمسمائة متطوع حول العالم ساعدوا في إرجاع المئات من الصور لـ90 أسرة، تمت إستعادتها وتنقيحها بالكامل. |
Avlarını izlemeye ve avlamaya yardım ettiler, kampları korumak ve yaklaşmakta olan düşmanları uyarmak için nöbetçi olarak görev yapmış bile olabilirler. | TED | لقد ساعدوا في تعقب الفريسة وصيدها، وربما تكون كخفير يحرس المخيمات ويحذر من الاقتراب من الأعداء. |
Ailemin geri kalanına ne olduğunu öğrenmeme yardım ettiler. | Open Subtitles | وساعدوني في معرفة ما جرى لبقيّة عائلتي.. بأنّهم كانوا موتى جميعهم |
Bize yardım ettiler. Biz de onlara yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | لقد ساعدونا أقل ما نفعله أن نحاول مساعدتهم |
Botanik öğrencileri ve profesörleri her açık alana sebze dikmekte yardım ettiler. | Open Subtitles | طلبة المدارس و أساتذة علم النبات ساعدوا فى زرع كل أرض ممهده بالخضروات |
- Eski FBI Operasyon Şefi ...teröristlere ilk seferinde Dünya Ticaret Merkezi'ni havaya uçurmak için yardım ettiler | Open Subtitles | ساعدوا الإرهابيين لتَفجيرمركز التجارة العالمي في المرة الأولى |
...10000 kadın, erkek ve çocuk Yahudi'nin saklanmasına yardım ettiler. | Open Subtitles | باريسيين شجعان ساعدوا على إخفاء 10,000 يهودي من الرجال و النساء و الأطفال. |
Bu üzücü değil, mutluluk verici çünkü birbirlerinin kaderlerini göğüslemelerine yardım ettiler. | Open Subtitles | أترى , أنَّهُ ليسَ حزيناً. إنَّهُ سعيد , لأنهم ساعدوا بعضهم ليحققوا قدرهم. |
Kurtulanları enkazdan çıkarmaya yardım ettiler. | Open Subtitles | الذين ساعدوا الناجين من الحطام و يأتون إلى هنا كل يوم |
SSL anahtarı ve sertifikası onaylamada, bu ülkedeki insanlara yardım ettiler. | Open Subtitles | ساعدوا الناسَ على الأرض في تلكَ البلدان, التأكّد من صحّةِ مفاتيح مآخذ التوصيل و الشهادات, |
Neyse, bu insanlar geldiler ve bana yardım ettiler, ve bu bana başka bir fikir verdi. | Open Subtitles | على أي حال ، هؤلاء الأشخاص وقفوا معي وساعدوني وهذا أعطني فكرة أخرى |
Başlangıçta hoş karşılandım, bana yardım ettiler ... | Open Subtitles | منذ البداية رحبوا بي, وساعدوني. |
Bulmamıza yardım ettiler. | Open Subtitles | لقد ساعدونا في العثور عليه، رون. |
Bulmamıza yardım ettiler. | Open Subtitles | لقد ساعدونا في العثور عليه، رون. |
Muhammed'in yenmek için düşmanlara yardım ettiler. | Open Subtitles | المصادرالإسلامية تؤكد أن اليهود قاموا بمساعدة العدو فى محاولة لهزيمة محمد |
Hayatta kalmama yardım ettiler. | Open Subtitles | لقد ساعدوني للبقاء على قيد الحياة |
Birkaç otel çalışanı, robot resme yardım ettiler. Ama çok sıradan oldu. | Open Subtitles | ساعد بعض الموظفين في الرسم التخطيطيّ، ولكنه عام جدّاً |
Yemek masasını taşımama yardım ettiler ve yemeğe kaldılar. | Open Subtitles | لقد ساعداني في تحريك طاولة العشاء، سيبقون لتناول العشاء. |
İspanya Kral ve Kraliçesi ona yardım ettiler. | Open Subtitles | لأن ملك وملكة أسبانيا ساعداه |
Bir dakika, bu uzaylılar sana sırf iyi kalpli oldukları için mi yardım ettiler? | Open Subtitles | إنتظر لحظه هؤلاء الفضائيين ساعدوك لطيبه قلبهم؟ |
Çamaşır bacasından gizlice dışarı çıkmama yardım ettiler ve yatağıma kağıt bebek koydular. | Open Subtitles | ساعدوني على التسلل من نافذة الغسيل وتركوا دمية من الورق الممضوغ على فراشي. |