Büyümek demek yardım istemek demektir. Ben de bunu yapıyorum. | Open Subtitles | النضج يعني طلب المساعدة ، و ذلك الذي أقوم به |
Hasta hissetmeye başlasanız, bu yüzden yardım istemek için gecikmeyin. | Open Subtitles | لذا لا تتأخر فى طلب المساعدة . اذا شعرت بالمرض |
Burası bu gece benim karakolum. O buraya yardım istemek için geldi. | Open Subtitles | . هذا مَخفري الليلة لقد جاء إلى هنا طلباً للمساعدة |
Bana yeterince yardımın oldu zaten, dostum... ama senden bir kez daha yardım istemek zorundayım. | Open Subtitles | لقد اسديت لي الكثير من العون يا صديقي و لكنني يجب علي ان اطلب عونك لمرة واحدة اخيرة |
Bak, arkadaşın başından geçenler için senden yardım istemek yerine kaçtığı için üzgünsün ve hayal kırıklığına uğradın, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ منزعجة ومحبطة إذ أن صديقك يمر بأمر ما و فرّ بدلاً من اللجوء إليكِ وطلب المساعدة |
Eğer SOS'u gönderenler bunlarsa, yardım istemek için değişik bir yöntemleri var. | Open Subtitles | إن كانوا من بعث بنداء الاستغاثة ، فلديهم طريقة غريبة لطلب المساعدة |
Sen de babandan yardım istemek istemiyorsun. | Open Subtitles | ولا تريدين اللجوء إلى والدك لأنك لا تريدين طلب معروف منه؟ |
Yardımların için minnettarım. George Michael'dan yardım istemek istemedim. | Open Subtitles | أقدر فعلك لهذا حقاً (لم أرد ان أطلب مساعدة (جورج مايكل |
yardım istemek son derece zor olabilir. | TED | طلب المساعدة يمكن أن يكون في غاية الصعوبة. |
yardım istemek oldukça zor, değil mi? | TED | إذن، طلب المساعدة من أحدهم هو أسوأ شيء تقوم به، أليس كذلك؟ |
Birisinden yardım istemek ona zor gelir. | Open Subtitles | حسناً ، من الصعب عليه طلب المساعدة من أحد |
Hayatını düzene koymak için yardım istemek yerine uyuşturucuya sarılıyor. | Open Subtitles | لا تتشاجر مع زوجها اتجهت للمخدرات بدلاً من طلب المساعدة لإدارة حياتها |
Bununiçinde ondan nefret eden adamdan yardım istemek dahil yapmayacağışeyyoktu. | Open Subtitles | وسوف يفعل اي شئ حتى لو أدى الامر الى طلب المساعدة من رجل يحتقره |
yardım istemek için babama gitmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | تعرفين , ليس عليكِ الذهاب لأبي طلباً للمساعدة |
yardım istemek için çığlık atamazsınız. | TED | لا يمكنك أن تبكي طلباً للمساعدة. |
Bu insanlara yardım istemek için gidersiniz. | Open Subtitles | تذهبين إلى هؤلاء الناس طلباً للمساعدة |
Bana yeterince yardımın oldu zaten, dostum... ama senden bir kez daha yardım istemek zorundayım. | Open Subtitles | لقد اسديت لي الكثير من العون يا صديقي و لكنني يجب علي ان اطلب عونك لمرة واحدة اخيرة |
Ve birinden yardım istemek, zayıflığını,yardıma muhtaç olduğunu ve diğerlerinin karşısında çıplak durduğunu gösterir. | Open Subtitles | وطلب المساعدة, تظهر ضعفك و عجزك, كأنك تقف عارياً امام الآخرين |
Babamın yardım için, çiftlik işlerinde becereksiz ve hayatta kalan tek oğlu olan, benden yardım istemek zorunda olması, içimde bir hüzün yarattı. | Open Subtitles | معرفة أنّ أبيّ قد لجأ إليّ لطلب المساعدة ابنه الوحيد .. الابن الذي اعتاد على رؤيته في المزرعة .. قد أشعرني بالحزن .. |
İkinci adım, şeriften bir konuda yardım istemek. | Open Subtitles | طلب معروف من المأمورة. |
Şu anki hayatım bu zaten her şey için başkalarından yardım istemek. | Open Subtitles | هذه هي الحياة التي أواجهها الآن أطلب مساعدة الناس في كلّ شئ ! |