Babacım bu zor zamanlarında ailemize yardımcı olmak için bir şeyler topladım | Open Subtitles | لقد جمعت بعض الاشياء لمساعدة . هذه العائلة في هذه الفترة الحرجة |
Buradan söylüyorum insanlara yardımcı olmak istiyorum ama bunu tek başıma yapamam. | Open Subtitles | أنني أفعل كل ما أستطيع لمساعدة الناس لكني عاجز عن المساعدة لوحدي |
yardımcı olmak isterim ama,O da iyiniyetli olduğunu göstermesi lazım. | Open Subtitles | أنا أحب أن أساعد ولكنني أريد أشارة على التصرف الحسن |
Bakın, karınıza yardımcı olmak istiyorsanız kürtajı ciddi bir şekilde düşünmelisiniz. | Open Subtitles | إذا أردت أن تساعد زوجتك يجب أن تفكر بالإجهاض |
Eğer dinliyorsan, ve bize tüm Chrysler projesinde yardımcı olmak istiyorsan, bu da gerçekten harika olur. | Open Subtitles | لو أنك تستمع الآن و لو أردت أن تساعدنا في أمر سيارات الكرايسلير سيكون ذلك رائعا أيضا |
Yaşamdaki amacım; verimli bir şekilde karşıt görüşte olmamıza yardımcı olmak. | TED | وظيفتي في الحياة هي المساعدة في أن نختلف على نحو مُثمِر. |
Maymunlar için uygulamalar programından Orangutan Destek programına katılıyoruz ve güdülenmelerine yardımcı olmak, hayvanlara değer katmak ve tehlike altındaki bu hayvanlar adına... farkındalık yaratmak için iPadleri kullanıyoruz. | TED | شاركنا في تطبيقات لبرنامج القرود مع مؤسسة أورنغتان أوتريش، حيث نستخدم أجهزة الأي باد لتحفيز وتحسين ردود فعل الحيوانات، وكذا للمساعدة على الرفع من وعي هذه الحيوانات المهددة بالانقراض. |
Müşteri getirtmeye yardımcı olmak için, benden onun Denizkızı gösterisini çekmemi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصور عرض حورية البحر الخاص به للمساعدة في جلب الزبائن |
İşte gerçek tanımı: Karalama yapmak düşünmene yardımcı olmak için ihtiyari çizgiler yapmak demek. | TED | هذا تعريفي الحقيقي : الخربشة هي في الحقيقة صنع علامات عفوية لمساعدة نفسك على التفكير. |
Çocuklarımızın duygu kontrolüne yardımcı olmak için yaptığımız ikinci şey ise yardım almaktı. | TED | الشيء الثاني الذي فعلناه لمساعدة أطفالنا على إدارة انفعالاتهم كان استخدامنا للنفوذ. |
Çoğu geliştirici gibi ben de sık sık çevrim içi teknoloji forumlarına katılıp başkalarına yardımcı olmak için bildiklerimi paylaşırım. | TED | كمعظم المطورين، عادة ما أنضم لمنتديات تكنولوجية عبر الانترنت وأشارك معرفتي لمساعدة الآخرين. |
"Kız Arkadaşınız" mağazasında yapılacak olan özür etkinliğinin planlanmasına yardımcı olmak isterim. | Open Subtitles | أود أن أساعد في تنسيق جولة الاعتذار في محل بيع الصديقة الحميمة |
Fark, daha ulaşılabilir olmak ve insanların sana ulaşmak için en iyi yolu anlamalarına yardımcı olmak. | TED | ما في الأمر هو أنه علي أن أكون أكثر مرونة و أن أساعد الناس على إيجاد الطريقة الأمثل للحديث معي. |
Ölüm hücresindeki şu zavallıya yardımcı olmak istiyorsan şu an, burada bir çıkar yolu bulmalısın. | Open Subtitles | ولو تريد أن تساعد هذا الوغد المسكين من سجن الاعـدام عنده من الأفضل لك أن تـجد طريقة لفعلـها هنا والان |
Eğer yardımcı olmak istiyorsan, git onun yanına otur ve onu rahat hissettirmeye çalış. | Open Subtitles | الأن , اذا اردت أن تساعد اذهب و إجلس معها و حاول ان تجعلها مرتاحه أكثر |
Görevlerini yerine getirdiler, ve Theseus durumuyla ilgili yardımcı olmak için konumları çok iyi. | Open Subtitles | وهم أوفوا بوعدهم، وأنها يمكن أن تساعدنا مع ثيسيوس . |
Sonuçta, daha iyi kim yardımcı olmak. | Open Subtitles | بعد كل شيء، من الأفضل أن تساعدنا. |
Bir kişiyi kurtarmak için Dünya'nın yok edilişine yardımcı olmak mı? | Open Subtitles | المساعدة في القضاء على العالم من أجل إنقاذ شخص واحد ؟ |
Bu yüzden yapmaya karar verdiğimiz şey, bizden daha fazla bilen ortaklarla beraber kendimize zor soruları sormaktı. Çocukların yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı olmak için işimizin ötesinde neler yapabiliriz? | TED | لذا ما قررنا القيام به كان التالي، سوف نبحث ونسأل أنفسنا الأسئلة الصعبة مع شركاء يعرفون أكثر مما نعرف، ما الذي يمكننا القيام به لنتعدى ما وراء شركتنا للمساعدة على تحسين حياة الأطفال؟ |
Tok'ra'yı Tollana'ya çağıracağız, Goa'uld Klorel'in çıkarılmasına yardımcı olmak için. | Open Subtitles | سنستدعى توكارا للقدوم إلى تولان للمساعدة في إزالة الجوؤولد كلوريل |
Bu bir gelecek Whitelighter yardımcı olmak için dışı beni gönderme, riskliydi. | Open Subtitles | . لقد كان هناك مخاطرة ، إرسالي لأساعد مرشد أبيض جديد |
Sana yardımcı olmak için uydurdum bunu. | Open Subtitles | لقد إفتعلت كل هذا لأساعدكِ فحسب |
O zavallı kızın katilinin bulunmasına da yardımcı olmak istiyorum tabii. | Open Subtitles | المُساعدة في إكتشاف هوية المسئول عن مقتل تلك الفتاة المسكينة ، بالطبع |
Bu yüzden bu dönek akıllının fikrini değiştirmeye yardımcı olmak istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد أن أساعدكِ بتغيير ذلك الرأي المنشق |
Onlar, yalnız savaşçılar tıpkı babam ve diğerleri gibi. Kalkındırma çalışmalarının temel hattı bu yalnız savaşçıların el ele vermesine ve böylece engelleri aşmalarına yardımcı olmak. | TED | هؤلاء هم المحاربون الوحيدون مثل والدي وكثيرين كثيرين غيرهم، والمفتاح الحدودي للعمل الإنمائي هو مساعدة هؤلاء المحاربين الوحيدين في التكاتف حتى يمكنهم التغلب على الصعاب معا. |
Gerard, bana burada yardımcı olmak ilgini çeker mi? | Open Subtitles | إذا جيرارد هل ترغب في مساعدتي هنا |
Dünyanın kurtarılmasına yardımcı olmak için Wall Street'ten gelen bir iş teklifini reddettim ve şu an aletini kaldıramayan yaşlı bir adamla yataktayım. | Open Subtitles | لقد التَحقت بستانفورد لقد رفضت وظيفة واال ستريت لكي أساعد العالم والان أنا فى السرير مع رجل عجوز |