"yardımsever" - Translation from Turkish to Arabic

    • للخير
        
    • المساعد
        
    • مفيداً
        
    • مساعدين
        
    • مساعداً
        
    • خيري
        
    • متعاوناً
        
    • الخيرية
        
    • متعاون
        
    • متعاونًا
        
    • خيرية
        
    • مُحسنٌ
        
    • محب الخير
        
    Evet, bütün kasaba gerçek bir yardımsever olduğunu düşünüyor. Open Subtitles أجل، البلدة كلها تعتقد أنك محب للخير حقاً
    Ben müşteri olacağım sen de yardımsever satıcı. Open Subtitles انا ساكون الزبونه وانت ستكون البائع المساعد
    Bir günahkardan aziz yaratmayalım. Bir dahakine bu kadar yardımsever olmayabilir. Open Subtitles دعونا لا نجعل من المجرم قديساً قد لا يكون مفيداً في المرة المقبلة
    Artık bizi nazik ve yardımsever insanlar olarak görecekler. Open Subtitles أجل ، و الآن سيعتقدن بأننا " لطيفين و " مساعدين هذا كابوس
    Birçoğunuz beni güzel ve yardımsever bir şekilde karşıladınız. Open Subtitles الأغلبيه منكم كان مساعداً وأحسنَ معاملتي
    Söz konusu göçmenler olunca bazıları bizim kadar yardımsever olmuyor. Open Subtitles بعض الناس لايشعرون بأنهُ شيء خيري حينما يتعلّق الأمر بالمهاجرين.
    "Bizim kontrolcü kadın, bay Allen'i yardımsever olarak niteliyor." Open Subtitles " محققتنا وجدت السيد " الين " متعاوناً للغايه "
    Bütün dünya sadece müziğiyle hayatları değiştiren bu adamın iyileşmesi için dua ediyordu bunda başka yardımsever çabaları da var. Open Subtitles العالم بأسره يتمنى الشفاء لهذا الرجل والذي أحدث تغييراً بحياة الناس ليس فقط عبر موسيقاه ولكن أيضاً عبر أعماله الخيرية
    İşbirlikçi, merhametli ve yardımsever biri olmak mı istersin yoksa kendine tapan biri mi? Open Subtitles هل تريدين ان تكوني شخص متعاون ومتعاطف يساعد الاخرين ام تريدين ان تكوني انانية ونرجسية؟
    Asıl mesele şu ki, o şımarık zengin çocuğun tekidir ve zamanla büyük bir yardımsever olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles المهم هنا أنه فتى غني ومدلَّل أشك أن يصبح رجل محب للخير
    Macar bir milyarder ve yardımsever, internetteki bazı komplo teorisyenlerine göre ise George Soros küreselci bir öcü, bütün dünya politikasını gizlice manipüle eden birkaç elitten biri. TED إنه من دولة المجر وكريم محب للخير. وبالنسبة إلى بعض المتآمرين عبر الإنترنت، يعد جورج سوروس مناصرًا للعولمة ومصدر رعب، وواحدًا من النخبة الذين يتلاعبون سرًا بالشؤون العالمية.
    Sen bir yardımsever görüyorsun, bense ihtiyar bir ahmak. Open Subtitles أنت ترى محب للخير, أنا أرى عجوز غبي
    Ama Doktor yardımsever'in dediği gibi bunun bedelini öderiz. Open Subtitles لكن كم قال الدكتور المساعد سوف ندفع الثمن غالياً
    Biz izci, güvenilir, sadık, yardımsever, dost canlısı, nazik, kibar itaatkar, neşeli, tutumlu cesur, temiz ve saygılıdır. Open Subtitles الكشافة المواليةُ جديرة بالثقةُ، المهذّب الودّود المساعد... المطيع الرحيم، المقتصد المبتهج الموقّر والنظيف والشجاع.
    Evet, yardımsever gey korsan olayım dedim. Open Subtitles نعم,ظننت أنني سأكون مفيداً كقرصان شاذ نوعاً ما.
    Sonunda hepimiz yardımsever olduk. Open Subtitles إذاً، أصبحنا كلنا مساعدين
    Biliyor musun, babam son zamanlarda şaşırtıcı derecede yardımsever oldu. Open Subtitles . إنّ والدي أصبح مساعداً للغاية مؤخراً
    Piyasanın bunu çözmemizde bize yardımcı olacağını düşünüyorum, fakat ortada bir yardımsever bileşenin olması lazım, yoksa ben, yaşamak istediğimiz türden toplumlar yaratabileceğimizi düşünmüyorum. TED وأعتقد أن السوق يمكن أن يساعدنا في معرفة ذلك، لكن ينبغي أن يحتوي على عنصر عمل خيري أو لا أعتقد أننا سننشئ ذلك النوع من المجتمعات التي نرغب بالعيش بها.
    Sanmam. Gerçekten de iyi ve yardımsever davranıyor. Open Subtitles أبداً، لقد كان لطيفاً حقاً و متعاوناً
    İyi kalpli yardımsever beyler, hepiniz beni birçok kez ziyaret ettiniz. Open Subtitles كنت قد تجاوزتني مرات عديدة، كل منكم يارجال الأعمال الخيرية... ..
    Hakkınızda şikayetçi olmasaydım, kontrolcü kadın, ne kadar yardımsever olduğunuzu bilemeyecekti. Open Subtitles سيد " الين " , لو لم اتقدم بهذه الشكوى لما وجدت المحققه كم انت متعاون
    Bu kadar yardımsever olması şaşırtıcı. Open Subtitles أنا متفاجئة أنه كان متعاونًا للغاية
    Anlaşılan, Sandy kendisini kocası kadar yardımsever hissetmiyordu. Open Subtitles على ما يبدو، كان ساندي لا تشعر خيرية كما زوجها.
    O, bir buçuk yıl önceydi. Artık yardımsever biriyim. Open Subtitles -قبل سنةٍ ونصف، أنا مُحسنٌ الآن
    İşe koyulma vakti. yardımsever Homer Simpson çıktı. Open Subtitles حان وقت العمل ، محب الخير (هومر سمبسون) سيرحل الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more