Ve altı ay içinde, yargıcın önünde durup, ...hayatını geri kalanını içeride geçirmeni sağlayacak suçlara ilişkin kararı bekliyor olacaksın. | Open Subtitles | وخلال ستة شهور أنت ستقف أمام القاضي بإنتظار تلك الجرائم البشعة الكفيلة بإبقائك خلف القضبان لبقية حياتكَ |
- Seni ilgilendiren tüm konu, yargıcın önünde bana işimi yapmama izin vermen. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تدعني أقوم بوظيفتي جيداً أمام القاضي |
Ne, yargıcın önünde durup iki numaralı kapıyı seçen tek çocuk sen olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | ماذا، أتعتقد أنّك أوّل طفل يضطرّ للوقوف أمام قاضٍ واختيار الإختيار الثاني؟ |
Federal yargıcın önünde güçlerinizi mi kullandınız? | Open Subtitles | أنتما استخدمتما قواكما أمام قاضٍ فيدرالي |
Hiçbir zaman günümü mahkemede geçirmeyeceğim, hiçbir zaman yargıcın önünde durup şunu söylemeyeceğim... | Open Subtitles | لن اصل ابدا الى المحكمة, لن اقف ابدا امام القاضي, و اقول |
Benim için endişe mi ediyorsunuz yoksa yargıcın önünde beni tehdit mi ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل انتِ قلقة بشأني أم أنكِ تهددني امام القاضي |
Eğer bizden bir şey sakladığınızı bulursak, federal yargıcın önünde zanlı olarak durursunuz. | Open Subtitles | إذا إكتشفنا أنك أخفيت شيء، ستقف أمام القاضي الفيدرالي كمدّعى عليه. |
yargıcın önünde içmiyormuş rolü yapacaksın. | Open Subtitles | سوف تدّعين بأنكِ رزينة أمام القاضي ؟ |
Eğer Umut yargıcın önünde konuşursa o piç köşeye sıkışır. | Open Subtitles | اذا شهدتْ (سو ون) أمام القاضي هو سوف يُحاصر |
- Neyse, şimdi yargıcın önünde içimi dökmem gerekiyor. | Open Subtitles | على كل حال، علي ان امثل امام القاضي |