"yargıtay'" - Translation from Turkish to Arabic

    • المحكمة العليا
        
    • المحكمة العُليا
        
    Yargıtay'ın aynı cinsten kişilerin evliliği yasağının düşürme kararı. TED قرار المحكمة العليا لفك حظر زواج المثليين
    Komisyon, Yargıtay Başkanı Earl Warren'ın idaresinde olacak. Open Subtitles وسيرأس اللجنة رئيس المحكمة العليا إيرل وارين
    Pek çok sanık beraat etmek için... duruşmasını beklerken, kendisi hemen Yargıtay Başkanı gibi... yeminli olmayan... yani yalan yere yemin etmekle suçlanamayacak saygın bir tanık buldu. Open Subtitles قبل أن تنتج الأبقار المقدسة مثل رئيس المحكمة العليا كشحص الشاهد الذي ليس تحت القسم وبالتالي غير معرض لعقوبة شهادة الزور
    Yargıtay sadece yeşil havai fişeklerin satılabilmesini şart koşmuştur ama onlar hiçbir yerde bulunmuyor. TED وكانت المحكمة العُليا قد أصدرَت أمرًا ببيع الألعاب النارية الصديقة للبيئة فقط، ولكنّها لم تكُن متوفرة في أي مكان.
    Birleşik Devletler Yargıtay'ı bir mahkûmun evlenmesini ve kısırlaştırılmamasını garanti ediyor. Open Subtitles تضمَن المحكمة العُليا للولايات المُتحدة للسجين الحَق في الزواج و ألا يكونَ عقيماً
    Yargıtay başsavcısı olması umrumda değil. Open Subtitles أنا لا يهمنى إذا كانت قاضية المحكمة العليا
    1941'de Yargıtay, icadı yaparken mucidin bir özel an yaşaması... gerektiğine hükmetti. Open Subtitles في 1941 المحكمة العليا اقرت فكرة أن تقريباً في عملية الاختراع المخترع يكتسب الخبرة
    Buraya gelmenizi istedim çünkü Yargıtay kararını verdi. Open Subtitles السبب لطلبي منكم المجيء اليوم أن المحكمة العليا قرّرت في قضيتكم
    Seni Yargıtay'a falan mı atıyorlar? Open Subtitles ماذا؟ هل عينوك في المحكمة العليا او شيء مهذا؟
    Yargıtay yabancı terör ağlarına lojistik destek verdiğinde hakların olmadığını söylüyor. Open Subtitles المحكمة العليا تقول ان ليس لديك حقوق عندما قدمت الدعم المادي للشبكات الارهابية الخارجية
    Yargıtay sonunda uygun gördüğüne göre herkesin yasalar altında eşit koruma hakkının olduğu ve diğer herkes gibi aynı zorluk, başarı, yarar ve sorumluluk hakkının olduğu uygun görülmüştür. Open Subtitles بما أن المحكمة العليا أخيرا أعلنت الأمر ورأت أنه من المنطقي أنه من المنطقي لكل الناس أن يكونو سوية قانونيا أن يكون لهم الحق الخوض في نفس التحديات والتخبطات
    Yargıtay para harcamanın konuşma özgürlüğünün olduğunu söylüyor. Open Subtitles المحكمة العليا تقول أنّ صرف المال هو خطاب مجاني.
    Herkesinki değil ama Yargıtay anayasal eşcinsel çift hakkını destekliyor. Open Subtitles ليس بالنسبة للجميع لكن المحكمة العليا أيدت الحق الدستوري لعلاقات ما بين نفس الجنس
    26 Haziran 2015'de A.B.D. Yargıtay'ı tüm Amerikan vatandaşlarına bu eşitliği sağladı. Open Subtitles فى 26 يونيو من العام 2015, أقرت المحكمة العليا لأمريكا أن لدى كل المواطنين الأمريكيين حقوق متساوية بالزواج
    1973'ten beri Yargıtay kadınların tercih hakkını görüyor. Open Subtitles وقد أيدت المحكمة العليا بحق المرأة للإختيار منذُ عام 1973
    Yargıtay için yapılan adaylık önerisine tepki gösterdi. Open Subtitles القادة السود يعبرون عن رده فعلهم لمرشح المحكمة العليا
    Dağınıklık için kusura bakmayın ama Yargıtay hapisteki aşırı yoğunluğun yasalara aykırı olduğunu yeni onadı. Open Subtitles آسفة بشأن الفوضى، لكن المحكمة العُليا قضت مُؤخراً أنّ اكتظاظ السجون أمر غير دستوري.
    - Efendim! Yargıtay'dan aradılar. Open Subtitles أيها المُرشح، وردَ اتصالٌ من المحكمة العُليا للتوّ.
    - Buna hiç gerek yok. Yargıtay zaten silah sahibi olma hakkının yasalarla sınırlandırılabileceğine hükmetti. Open Subtitles المحكمة العُليا أوضحت بالفعل الحق في إمتلاك السلاح...
    Geçen sene, Birleşik Devletler Yargıtay Hâkimi Antonin Scalia, Open Subtitles في السنة الماضية، القاضي في المحكمة العُليا في الولايات المُتحدة (أنطونين سكاليا)
    Oswald Islah Tesisinde bulunan bir mahkûmun taşlanarak öldürülme isteğinden sonra Yargıtay'da yapılan oylama sonucunda alınan 5'e 4'lük bir kararla dört yıldır uygulanan idam cezasının anayasaya aykırı olduğu kararı alındı. Open Subtitles قرَّرَت المحكمة العُليا في الولايَة بـ 5 مقابل 4 أصوات أنَ قانون العقوبَة القُصوى الذي عمرهُ 4 سنوات غير دستوري بناءً على قضيَة سجين في إصلاحيَة (أوزولد)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more