"yasadışı olarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • بشكل غير قانوني
        
    • بطريقة غير قانونية
        
    • بصورة غير قانونية
        
    • بشكل غير شرعي
        
    • بشكل غير قانونيّ
        
    • بطريقة غير مشروعة
        
    • غير قانونيّة
        
    • بطريقة غير شرعية
        
    Şunu unutmayalım. Will Beckford yasadışı olarak bir arabaya girdi. Open Subtitles دعنا لا نَنْسي ويلز َبيكفورد إقتحمَ سيارة بشكل غير قانوني
    Artık çalışanımız olmayan bir bayanın araması üzerine polis evimize yasadışı olarak girmiş. Open Subtitles الشرطة دخلت المنزل بشكل غير قانوني واتصلت بهم تلك السيدة التي تم تسريحها
    Cesedi sizin tarafınızdan yakılmış, ancak her nasılsa işlemden önce kemikleri yasadışı olarak alınmış. Open Subtitles تم التبرع بشكل غير قانوني بعظامه قبل هذا الإجراء
    Bir kişiye söylersen, yasadışı olarak suçlu veri tabanından eşleşme aradığın için seni en yüksek ağaçtan sallandırırım. Open Subtitles إن أخبرتِ أحد، سأعاقبكِ لإدخالكِ عينة بطريقة غير قانونية خلال قاعدة البيانات الجنائية
    Bir dosya yasadışı olarak Nolan Burgess'ın ev bilgisayarından indirildi. Open Subtitles الملف الذي تــم تحميــله بصورة غير قانونية من الحاسوب الموجود في منزل نولان بيرجس
    Bunun yanında, bu ülkede yasadışı olarak çalışmışsınız. Open Subtitles انت تعملين بتلك الدوله بشكل غير شرعي
    Park'a yasadışı olarak 3 milyon dolar kredi verdi. Open Subtitles وَ اقترضَ بشكل غير قانونيّ 3 ملايين منّ بارك وون سانغ.
    Adrian Conrad, Albay Maybourne'dan yasadışı olarak bir ortakyaşam elde etti. Open Subtitles ادريان كونراد حصل بطريقة غير مشروعة على متكافل من كولونيل مايبورن
    Kemik ve dokuları yasadışı olarak sattığınızı düşünüyoruz. Open Subtitles نعتقد بأنك تبيع العظام و الأنسجة بشكل غير قانوني
    Unutmayın, bu ülkede yasadışı olarak bulunuyorsunuz. Open Subtitles دعني أذكّرك بأنك في هذه البلاد بشكل غير قانوني
    Alıcının silahları yasadışı olarak tekrar satmayacağının garantisi. Open Subtitles إنها ضمان من المشتري أن لا يُعاد بيع الأسلحة بشكل غير قانوني.
    O bu teknolojinin yasadışı olarak elde edildiğini bilmiyor. Open Subtitles لم تكن تعلم ان هذه التقنية قد تمت بشكل غير قانوني
    yasadışı olarak ithal ediyordun, yani sonuçta hapse gideceksin. Open Subtitles وكنت تحضرهم بشكل غير قانوني لهذا ستذهب للسجن
    Bana söylenene göre, kendisine yasadışı olarak işkence edenler, ellerindeki ve ayaklarındaki sinirler parçalanana kadar, onu askıda germişler. Open Subtitles لقد أبلغوني ان اولئك الذين عذبوها بشكل غير قانوني, قد قاموا بشدها على الرف حتى خلعت السلاسل ذراعيها و ساقيها
    Birkaç polis memuru beni yasadışı olarak götürmek istiyor. Open Subtitles يوجد شرطي يحاول أن يأخذني بشكل غير قانوني
    Toprağı yasadışı olarak işgal etmiş bulunuyorsunuz! Eğer ayrılmazsanız, ayrılmanız için güç kullanacağız! Open Subtitles أنتم تحتلون الأرض بشكل غير قانوني إذا لم ترحلوا ، سنستعمل القوة في ترحيلكم
    Filmi indirmek için yasadışı olarak kendi sitenizi kullandınız. Open Subtitles لقد استخدمت موقعك الخاص لتحميله, بطريقة غير قانونية
    Bir avuç dolusu Kanadalı sınırı yasadışı olarak geçiyor. Open Subtitles مجموعة من الكنديين يعبرون الحدود بطريقة غير قانونية
    Pak Jang Gun çektiği için yasadışı olarak elde edilmedi. Open Subtitles ،لمْ يتم الحصول عليه بطريقة غير قانونية .لأن بارك جانغ غون قام بتصويره
    Kneller'ın burayı yasadışı olarak işlettiği ortaya çıktı. Open Subtitles يبدو أن نيلير أدارهُ بصورة غير قانونية
    Bunun yanında, bu ülkede yasadışı olarak çalışmışsınız. Open Subtitles انت تعملين بتلك الدوله بشكل غير شرعي
    Afedersiniz? Kız kardeşimi yasadışı olarak tutuyorsunuz. Open Subtitles أنت تحجز أختي بشكل غير قانونيّ
    Patentlerini yasadışı olarak ihlal ettiğini iddia edip, adama dava açmışlar. Open Subtitles زعموا أنه يتعدى على براءة إختراعهم بطريقة غير مشروعة وقاموا بمقاضاته
    Gerçek birinci hasta Henry Burns, yasadışı olarak virüs test eden bir araştırmacıydı. Open Subtitles المريض الحقيقيّ الحامل للفيروس كان (هنري برنز)، باحثٌ يُجري تجارب فيروسيّة غير قانونيّة.
    Kimyasalları yasadışı olarak atıyor olmalılar. Open Subtitles لا بد أنهم يلقون بمواد كيماوية بطريقة غير شرعية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more