| yaslı annenin çocuk tacizi sabıkası var. | Open Subtitles | الخاص بهذه الأم الحزينة وسجلها عن إساءة معاملة الأطفال |
| Yukarıdan uzandı ve ulusumuza, kutsal başkanımıza, cesur savaşçılarımıza ve yaslı ailelerine dokundu. | Open Subtitles | نزلت إلينا لتلامس شعبنا ورئيسنا المبارك وجنودنا البواسل وعائلاتهم الحزينة |
| Onun için eyalet cenazesi yaptılar, tabloyu da yaslı bir dulla tamamladılar. | Open Subtitles | الإف بي آي قتلوا غوس وبعدها أقاموا جنازة حكومية له مكتملة مع الأرملة الحزينة كديكور |
| Bu adamın saatlik ücreti bizim yaslı dulumuzun aylık gelirinden daha fazla. | Open Subtitles | يجب أن يـكون أجـر هـذا الشـخص للسـاعة أكـثر مما تجنـيه أرملتنا الحزينة في الشهر |
| Kocası birkaç yıl önce ölmüş. Bütün servetini de yaslı karısına bırakmış. | Open Subtitles | توفي زوجها قبل بضعة سنوات وثروته بأكملها ذهبت لزوجته الحزينة |
| Görünen o ki yaslı dulumuzun kutlayacak çok şeyi varmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ أرملتنا الحزينة كان لديها الكثير لتحتفل حوله. |
| yaslı Dul Tarr. Şu hâline bak. | Open Subtitles | ☺ترجمة دكتور محمد مجدي حسين مبروووك يازمالك وعقبال افريقيا الارملة الحزينة تار انظر اليها. |
| - Başa geri döndük. - yaslı dul? | Open Subtitles | عدنا إلى نقدطة البداية - الأرملة الحزينة ؟ |
| İşte böyle, haksızlığa uğramış, yaslı kız kardeş. | Open Subtitles | هذه هي ، المرأة المظلومة الأخت الحزينة |
| Osborne'un yaslı eşi, kocasının hain olduğuna inanmıyormuş. | Open Subtitles | أرملته الحزينة لا تعتقد أنه كان خائناً؟ |
| - yaslı dulu görmeye geldik. | Open Subtitles | أتينا لرؤية الأرملة الحزينة |