Bu gece alet biçimli yastığında uyurken ağlıyor olacak. | Open Subtitles | سيلوم نفسه وهو نائم فى حضن وسادته أثناء الليل |
Tazı hep sert bir darbe aldığında uyandığı zaman yastığında nereden geldiğini bilemediği bir kan olurmuş. | Open Subtitles | أتعلمى، (هاود روج) قال انه تعرض لصدام عنيف ينهض يومياً ليجد دم على وسادته لا يعرف حتى من أين يأتى |
Ve bu sabah yastığında saç buldun. | Open Subtitles | و هذا الصباح وجدت شعراً على وسادتك |
O dağ olmaz. Orası fırtınanın vurduğu yer. "Geceleri senin yastığında..." | Open Subtitles | حيث العاصفة ضربتها ليال على وسادتك |
Ve sen de 80'in yanlış tarafında, bir çörek yastığında oturuyorsun. | Open Subtitles | وأنت في الجانب الخاطيء من الـ80 تجلس على وسادة من الكعك المُحلى |
- Bir saç teli Pippa'nın yastığında bulundu. | Open Subtitles | -وجدت خصلة من شعره على وسادة (بيبا) |
Bütün yastığında. | Open Subtitles | وهى تُغطّى وسادتك. |
Haklısın. Hiç yastığında ağlıyor musun? | Open Subtitles | هل سبق و بكيت على وسادتك ؟ |