"yatıştırıcı" - Translation from Turkish to Arabic

    • المهدئات
        
    • مسكن
        
    • مهدئ
        
    • المسكنات
        
    • مسكّن
        
    • مهدئات
        
    • مسكنات
        
    • المهدئ
        
    • المسكن
        
    • المخدر
        
    • مخدر
        
    • مهدئة
        
    • مهدىء
        
    • مخدرة
        
    • مسكّناً
        
    Arkadaşı kliniğe götür bak bakalım gece için yatıştırıcı verebilirler mi. Open Subtitles سأخذ صديقي الى العيادة لنرى ما اذا بامكانهم اعطاؤه المهدئات الليلة
    - Ona yatıştırıcı verdim, uyanamaz. - Buraya bak, kadın! Open Subtitles أعطيته مسكن لن يستيقظ - أنظري هنا، يا إمرأة -
    Doktor ona bir yatıştırıcı versin. Open Subtitles اجعل الطبيب يعطيه مهدئ, وسأتحدث اليه لاحقا انتظر..
    Biz de ona yatıştırıcı verip, onu uyutmak zorunda kaldık. Open Subtitles لقد حاولنا تهدئته بالعديد من المسكنات ومن ثم مات الكلب
    Durum değişimini anlamasına yardımcı olması için, ona yatıştırıcı verdik. Open Subtitles لقد أعطيناه مسكّن ليساعده في مرحلة الإنتقال.
    Bunun mümkün olduğu kadar çabuk olmasını istiyorum. yatıştırıcı yok. Open Subtitles انا اريد ذلك ان يكون اسرع ما يمكن لا تعطيه مهدئات
    Evet. "Exprotin" ve bazen de biraz yatıştırıcı. Open Subtitles نعم ,بالاكسوبروتين مع مسكنات بسيطة غالبا
    Herkes yatıştırıcı kullanmamı söylüyor, ama ben... hayatı yaşıyor ve bir şeylerle meşgul oluyorum. Open Subtitles الكل ينصحني بتناول المهدئات لكنني سأفعل ما أريد و سأنطلق
    yatıştırıcı kullanıp, kuduz aşısı kullanmadıysanız ama alkol kullandıysanız iki elinizi birden kaldırın. Open Subtitles رفع كلتا يديه إذا كنت فعلت المهدئات, لم تكن قد فعلت داء الكلب, ولكن كنت قد فعلت الكحول.
    Şimdi, rahatlamanıza yardım etmek için size yatıştırıcı verdim. Open Subtitles الان ، سوف اعطيكم مسكن لطيف ليساعدكم على االاسترخاء
    Meyve suyuna hafif bir yatıştırıcı düşüvermiş. Open Subtitles مسكن اعصاب خفيف سقط بالصدفة الى علبة عصيره
    ona bir yatıştırıcı verdim, onunla daha sonra konuşması gerekecek. Open Subtitles لقد أعطيتها مهدئ, يمكنه ان يتحدث اليها لاحقا
    Uçmaktan korkuyorum da. yatıştırıcı almam için biraz suya ihtiyacım varda. Open Subtitles أنا أخاف من الطيران وأحتاج ماء لتناول مهدئ
    yatıştırıcı işe yarıyor. Kalp atışı ve basıncı sabit durumda. Open Subtitles يبدوا أن المسكنات تعمل نبضات القلب والضغط في وضع مستقر
    Anlıyorum. Size bir yatıştırıcı, sakinleştirici lazım. Open Subtitles أرى هذا، تحتاج مسكّن للإسترخاء
    Uyarıcı, yatıştırıcı ne istersen var. Open Subtitles عندي منشطات، وعندي مهدئات. لدي كل ما ترغب به
    Kalkıştan önce hiç yatıştırıcı almış mıydın? Open Subtitles هل تناولت أي مسكنات قبل صعودك إلى الطائرة
    Durun. Burada yarım şişe yatıştırıcı şurup vardı. Open Subtitles الآن ، مهلاً ، توجد نصف زجاجة من هذا الشراب المهدئ
    Her neyse, ona verdiğimiz yatıştırıcı bize Evanston'dan ayrılmak için yeterli zaman verdi. Open Subtitles على اى حال المسكن الذى حقناه به اعطانا وقت كافى للخروج من ايفانستون
    Kokteyl içine uygun bir yatıştırıcı karıştırmak, geceyi erken sonlandırmanın en iyi yoludur. Kloral hidrat'ın, tadı biraz tatlı ama en etkili seçimdir. Open Subtitles إن المخدر المناسب في الشراب يضمن نوما باكرا
    Hafif bir yatıştırıcı bireşimi oluşturur, hatta belki güçlerini sıfırlamanın bir yolunu bulurum. Open Subtitles يمكنني تركيب مخدر حتى أجد وسيلة لإخماد قواه
    Başbakanın karısı bir avuç yatıştırıcı yutana kadar meşguldük. Open Subtitles كنا كذلك حتى اخذت زوجة رئيس الوزراء عقاقير مهدئة فغادر الاجتماع فجأة
    Şuna bak yemek kutusu! Hayvan yatıştırıcı silah. Open Subtitles افحص هذا الشىء , ياصندوق الغداء مهدىء للحيوانات
    Hareket etmemeye çalış, daha konuşma. Ağır yatıştırıcı verdim sana. Open Subtitles حاولي ألا تتحركي أو تتحدثي بعد أنتي مخدرة بشدة
    Dilersen sana daha fazla yatıştırıcı verebilirim. Open Subtitles يمكنني أن أعطيك مسكّناً أكثر إن شئتَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more