| Bu beni odam değil ve benim yatağım yanlış yerde. | Open Subtitles | هذه ليست غرفتي وسريري ليس في مكانه هذا قطعاً ليس سريري |
| yatağım yanlış yere bakarken uyuyamıyorum. | Open Subtitles | استيقظ لا استطيع النوم في سريري انت توقظيني بالطريقة الخطأ |
| yatağım, çökükten çıkartılana kadar yaşlılar evine geri dönmüyorum. | Open Subtitles | لن أعود لدار الرعاية حتى يخرجوا سريري من الصدع |
| Çok güzel, ama benim sadece bir yatağım var. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً ولكن لدى فراش سرير واحد فقط |
| Kalktım ve yatağım yanıyordu! | Open Subtitles | لقد استيقظت و وجدت فراشي مشتعلاً |
| Kendi ortopedik yatağım termostatım ve tuvaletimle çok daha rahat edeceğim. | Open Subtitles | ساشعر براحة اكبر وانا معى سريرى منظم الحرارة الخاص بى ومرحاضى الخاص. |
| Evde yatarım. yatağım, benim yatağım olmayan bütün yataklardan daha iyi. | Open Subtitles | أستلقي في المنزل , إنه لن يكون أفضل من سريري |
| yatağım gitti. Ölüme mi terk edildim ? | Open Subtitles | ، لقد اخذوا سريري هَلْ عليَّ أن أتجمّد حتى الموت؟ |
| yatağım bir restoran, eğlence merkezi küçük New York'umuz olmuştu. | Open Subtitles | كان سريري مطعمنا، الترفيه لدينا، لدينا القليل نيويورك. |
| Sahip olduğum her şey o kamyonette. yatağım dahil. | Open Subtitles | ممتلكاتي كلّها في داخل الشاحنة بما فيها سريري |
| Diğer hafta da benim yatağım kırılıyordu. | Open Subtitles | وفي الأسبوع التالي كان سريري تقريباً الذي إنكسر. |
| yatağım, ucunda yatmasını için çok küçük. Yüz yüze yatıyoruz. | Open Subtitles | أتعلم، سريري صغيرٌ جدّاً له لكي يستلقي بجانب قدميّ |
| Bu sabah uyandığımda yatağım üzerinde dolaşan bir çeşit enerji yığını vardı. | Open Subtitles | عندما أفقتُ صباحَ اليوم، كانت ثمّةَ طاقةٌ ما، تحوم فوق سريري. |
| Hayatımın ilk iki yılında yatağım açılmamış bir posta yığınıydı. | Open Subtitles | أول سنتين من حياتي، سريري كان كومة من البريد الغير مفتوح. |
| Çok güzel, ama benim sadece bir yatağım var. | Open Subtitles | هذا لطيف جداً ولكن لدى فراش سرير واحد فقط |
| Şerif, sen ve Sadie geceyi burada geçirmek isterseniz, sizin için bedava yatağım var. | Open Subtitles | الشريف, اذا ارت انت و سادي ان تقضوا الليلة سوية لدي سرير مجاني لك |
| yatağım hemşirelerin durduğu yere çok yakın, herşeyi duyabiliyorum. | Open Subtitles | أنا على سرير على مسافة 5 أقدام من محطة الممرضات , و لديّ سمع ممتاز |
| - yatağım çok kalabalık oldu. | Open Subtitles | أجل، لكن فراشي يبدو أنه مزدحم قليلاً, |
| Eyvah, yatağım. yatağım nehire nasıl girdi bu arada? | Open Subtitles | على الفراش، كيف وصل فراشي إلى النهر؟ |
| Kendi ortopedik yatağım termostatım ve tuvaletimle çok daha rahat edeceğim. | Open Subtitles | ساشعر براحة اكبر وانا معى سريرى منظم الحرارة الخاص بى ومرحاضى الخاص. |
| Bak. yatağım, dolabım, ay maskem, küçük sevimli deniz şakayığım. | Open Subtitles | انظر ، هذا فراشى ، خزانه ملابسى و قناع النوم |
| Ben şehir çocuğuyum. Dört duvarım ve yatağım olmalı. | Open Subtitles | أنا إبن المدينة وأنا بحاجة إلى أربعة حيطان وسرير |
| Ama - Ama o- benim yatağım. | Open Subtitles | لكن لكن ذلك ذلك سريرُي. |