| Bu yüzden her zaman yatağın yanında bir kâse buz bulundururum. | Open Subtitles | وهذا سبب إبقائي وعاء من الثلج بجانب السرير. |
| Bunu yatağın yanında unutmuşsun. | Open Subtitles | تركتَ هذه بجانب السرير سأصلحها |
| arka tarafta yatağın yanında. | Open Subtitles | في الخلف بجانب السرير. |
| Bir şeyi almanı istiyorum. yatağın yanında bir mektup var. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ هذا، هناك خطاب بجوار الفراش |
| yatağın yanında bir telefon var. | Open Subtitles | هناك هاتف بجوار الفراش. |
| Bu yatağın yanında bulunan pastayı açıklıyor. | Open Subtitles | هذا قد يفسر سبب وجود قالب الحلوى بجوار السرير |
| yatağın yanında bırakmış. | Open Subtitles | تركهه بجانب السرير |
| yatağın yanında çiçek dolu bir vazo. | Open Subtitles | علبة زهور بجانب السرير |
| Haydi ama. yatağın yanında çok iyi durur. | Open Subtitles | انه يبدو جيدا بجانب السرير |
| -Bunu yatağın yanında bırakmışsın. | Open Subtitles | تركتَ هذه بجانب السرير |
| Bunu yatağın yanında bulduk. | Open Subtitles | وجدنا هذه بجانب السرير |
| Thommy yatağın yanında zilzurna vaziyette. | Open Subtitles | (تومي) ثمل للغاية بجانب السرير. |
| yatağın yanında. | Open Subtitles | بجانب السرير |
| Mikrodalgam gerçekten yatağın yanında. | Open Subtitles | الميكروويف هو في الواقع بجوار السرير |