Gittik ve bu inanılmaz midye yataklarını çıplak kayalar üzerinde bulduk. O kadar büyük midyeler ki onları açtığımızda artık midye gibi görünmüyorlardı. | TED | وجدنا أصداف ضخمة جداً موضوعة على صخرة جرداء, و عند فتحها, فهي لا تبدو كالأصداف. |
Güney Çin Denizinde, balıkçılar fosilleşmiş midye kabuklarını geniş mercan yataklarını kazarak toplamak için büyük çaba sarfettiler. | TED | في بحر الصين الجنوبي يذهب الصيادون لجمع أصداف المحّار المُتحجرة عن طريق الحفر في مناطق واسعة من الشعب المرجانية. |
Mahkumlar kendi yataklarını yapar, her gün odalarını temizlerlerdi. | Open Subtitles | السجناء يرتبون . . أسرتهم وتنظيف غرفهم كل يوم |
O zavallıların yataklarını temizlerken onlara sunduğunuz yardımseverliğinizi. | Open Subtitles | تغدقون الفقراء بحسناتكم بينما أنا أغسل أسفل أسرتهم القذرة. |