Burada yaptığınız şey, önce yavaşça yürümeye başlıyorsunuz, yavaşlamaya başlıyorsunuz. | TED | إذن ما الذي تقوم به هنا، أولا تبدأ في المشي ببطء، ثم تبدأ في التباطؤ في خطواتك. |
Saat, kara deliğe doğru yaklaştıkça yavaşlamaya başlar ve daha da yavaşlar. | Open Subtitles | كلما اقتربت الساعة من الثقب الأسود كلما بدأت في التباطؤ أكثر |
4 yıI kadar önce evdeki internet yavaşlamaya başladı. | Open Subtitles | ...قبل حوالي 4 سنوات الانترنت بدأ يصبحُ بطيئاً في بيتنا |
Arkamı döndüğümde yüzüne vuran ay ışığını gördüm ve her şey yavaşlamaya başladı. | Open Subtitles | وعندما استدرت... رأيت نور القمر في وجهها.. وكل شيء أصبح بطيئاً |
Çünkü ufuk çizgisini aşan yolcunun imgesi aynı durumda kalana dek yavaşlamaya devam eder... | Open Subtitles | لأن صورة المسافر الذي يعبر الأفق... تتباطأ حتى يظلا عالقين في نفس الموقع... |
Bu konsantrasyonlarda, vücudumdaki ve beynimdeki yaşamsal faaliyetler yavaşlamaya başlıyor. | Open Subtitles | في هذه التركيزات، النشاط الخلوي في جسدي والدماغ بدأ يتباطأ. |
# Lapa lapa dört bir yana # Duvarlar yavaşlamaya başladı. | Open Subtitles | الحوائط تبطيء حركتها |
Bir sonraki cuma öğle yemeği vaktinden sonra... ..iş akışı yavaşlamaya başlamıştı. | Open Subtitles | والجمعة التالية مباشرا بعد الغداء وتيرة العمل بدأت في التباطؤ. |
Modeller bunun Atlantik'in her iki tarafında hava sistemlerine zarar verdiğini gösteriyor ve yavaşlamaya devam ederse ya da tamamen durursa ne olacağını kimse bilmiyor. | TED | وتظهر النماذج أن الأمر يتسبب بفوضى في نظم الطقس على جانبي المحيط الأطلسي، ولا أحد يعلم ما قد يحصل إن استمرت حركة الحزام في التباطؤ أو إن توقفت نهائيًا. |
O'Neill, kendini aşırı yavaşlamaya hazırla. | Open Subtitles | .... أونيل * حضر نفسك من أجل التباطؤ الخارق |
Zamanın kendisi yavaşlamaya başlar. | Open Subtitles | الزمن نفسه يبدأ في التباطؤ |
Biz kaplumbağayız ve o tavşanın da yavaşlamaya niyeti yok. | Open Subtitles | لقد فشلت لقد أصبحت بطيئاً |
Kurtarma çabaları yavaşlamaya başladı. | Open Subtitles | بدأت عملية الإنقاذ تتباطأ |
Duvarlar yavaşlamaya başladı. | Open Subtitles | الحوائط تبطيء حركتها |