"yayılmıştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • انتشرت
        
    • انتشر
        
    • تنتشر عبر
        
    En ufak bir esinti yoktu... ve müzik gemide dört bir yana yayılmıştı. Open Subtitles ‫لم يكن هناك نفَساً من الرياح ‫وفي تلك الليلة ‫انتشرت الموسيقى ‫في جميع أنحاء البطانة السوداء
    Ünü dünyanın dört yanına yayılmıştı. Dünya ayaklarının altındaydı. Open Subtitles انتشرت شهرته في كل مكان و كان الجميع يحبه
    Ünü dünyanın dört yanına yayılmıştı. Dünya ayaklarının altındaydı. Open Subtitles انتشرت شهرته في كل مكان و كان الجميع يحبه
    Kemiklerine ve beynine yayılmıştı. TED كان قد انتشر في عظامها، ووصل إلى دماغها.
    Haber, tüm köye hızla yayılmıştı. Open Subtitles الخبر انتشر في القرية كانتشار النار في الهشيم
    Bu zor sanatta oldukça hızlı bir biçimde bir uzman olup çıkmıştım ve... şöhretim İtalya'nın dört bir yanına yayılmıştı. Open Subtitles كنت فجأة خبير في هذا الفن الأكثر صعوبة وشهرتي تنتشر عبر إيطاليا.
    MÖ ikinci bin yılda tavuklar, Indus Vadisi'nden Çin ve Orta Doğu'ya kraliyet idarelerini işgal etmek ve dini ritüellerde kullanılmak üzere yayılmıştı. TED وبحلول الألفيّة الثانية ما قبل الميلاد، انتشرت تربية الدجاج من وادي الأندس إلى الصين وإلى الشرق الأوسط لتحتل مكاناً في معارض الحيوانات الملكيّة واستخدمت في بعض التقاليد الدينيّة أيضاً.
    Haberler ertesi güne yayılmıştı, ...ve durumlar değişmişti. Open Subtitles "انتشرت الأخبار باليوم التالي وتغيّرت الأوضاع"
    Lisedeyken bu tür söylentiler Japonya'nın her tarafına yayılmıştı. Open Subtitles ... عندماكنتفيالمدرسةالثانوية نفس الإشاعة . انتشرت في جميع أنحاء اليابان
    Hastaneden çıktıktan sonra... tüm okula bir dedikodu yayılmıştı... hastalığının sebebi kronik mastürbasyonmuş diye. Open Subtitles وحينما عاد من المستشفى... الشائعة انتشرت بكل المدرسة... أن حالته حدثت بسبب الاستمناء المزمن
    Grev yayılmıştı. Open Subtitles انتشرت الإضرابات
    Ike'nin deyişiyle; hikaye, İngiltere'de Prenses Diana'nın ölüm haberinden daha hızlı yayılmıştı. Open Subtitles (ايك)قال ان هذه القصة انتشرت في (انجلترا ) كلها اسرع من خبر موت الاميرة (ديانا)
    Sabah olmadan, haber sokaklara yayılmıştı ve tüm gözler Medellin'deydi. Open Subtitles في الصباح ، انتشر الخبر في الشوارع وكانت الأنظار موجهة الى ميديلين
    Hepimiz birbirimizi tanımıyorduk ama birbirimize bir nevi güveniyorduk ve o güven duygusu bütün ağa yayılmıştı. Ve bir şeyler yapmak için gerçekten birbirimize güvenebileceğimiz hissi vardı. TED لم نكن نعرف بعضنا البعض، ولكن كنّا نثق ببعضنا البعض, وهذا الشعور الأساسي بالثقة انتشر عبر الشبكة, وكان هناك شعور حقيقي أن بإمكاننا أن نعتمد على بعضنا البعض في فعل الأشياء.
    O gece, grubun geri döndüğünü anons eder bir şekilde fener yanıyordu ve haberler de son hızla yayılmıştı. Open Subtitles في تلك الليلة كان المصباح مضاءً, معلناً عن وصول الجماعة... . و انتشر الخبر في طرفة عين...
    Beş yüz bin yıl önce.... ... Heidelbergensisler, Avrupa ve Asya'nın her yerine yayılmıştı. Open Subtitles الزمن الآن قبل نصف مليون عام (انتشر الـ(هايديل بيرجينسيس في أوروبا وأفريقيا
    Ameliyat günü itibarıyle kanser Edward'ın vücuduna öyle bir yayılmıştı ki doktorlar hayatta kalması için %5 ihtimal veriyorlardı. Open Subtitles في صباح الجراحة, السرطان (كان قد انتشر في جسد (إدوارد منحه الأطباء فرصة 5 بالمئة للشفاء
    Mutlak geçerliği olan bu bilgi... büyük bir hızla yeraltı dünyasına yayılmıştı. Open Subtitles الكلمة تحت الأرض الوحيدة التي تهم لأنها تنتشر عبر الشوارع بسرعة كالرصاصة فى الوقت المتأخر بالليل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more