Çünkü Bay Vaziri'ye Yayımcısı ile görüşmesi için zaman verdim. | Open Subtitles | لكي أعطي السيد فازيري وقتا مستقطعا ليقابل ناشره |
Yayımcısı ödemelerini banka çekleri ile ödeme yapıyormuş. | Open Subtitles | ناشره يدفعه في عمليات مراقبة الصراف. |
Yayımcısı çizgi romanını bana gönderdi. | Open Subtitles | ناشره قد أرسل لي نسخة من قصّته المصوّرة |
İşsiz yazarlar, Yayımcısı olmayan bestekârlar, hâlâ kast ajansındaki adamlara inanacak kadar genç olan aktrisler. | Open Subtitles | كتاب بدون عمل مؤلفون موسيقيون بدون ناشر ممثلات صغيرات السن لدرجة أنهم لا زالوا يصدقون كلام الرجال في مكتب إختيار الممثلين. |
Yüzyıl'ın en bol ürün veren Yayımcısı. | Open Subtitles | أكبر ناشر مثمر للقرن العشرين |
P.J. Moffet'ın Yayımcısı ile telefonda konuştum. | Open Subtitles | إذن انهيتُ إتصالاً للتو مع ناشر (بي جاي موفيت). |
Jared'in Yayımcısı, ikinci kitabından sonra onu bıraktı. | Open Subtitles | ناشر (جاريد) تخلى عنه بعد كتابه الثاني |