yayından sonra da konuşmamıza devam etmek istiyorum bu yüzden lütfen telefonunu kapama. | Open Subtitles | أود إستمرار التحدث معك ونحن خارج البث الحي فلا تغلطي الخط , أعزائي المستمعين |
Canlı yayından beri bu kadar eğlenmemiştim. | Open Subtitles | لم أحصل على مثل هذا المرح منذ البث المباشر على التليفزيون |
Kaba saba, kültürsüz programların yayından kalkmasını istemiyorsanız lütfen şimdi arayın. | Open Subtitles | إذا لا تريدون مشاهدة برامج حقيرة غير ناضجة تختفي من البث التلفازي أرجو أن تتصلوا الآن |
Harikaydı. yayından müthiş sesler çıkıyor. | Open Subtitles | ذلك كان مثاليّاً، قوسكَ يعزف لحناً جميلاً. |
Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi. | Open Subtitles | والآن، مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن ينقذ نفسه |
Sizi yayından almak zorundayız. | Open Subtitles | نحن سَيكونُ عِنْدَنا إلى يُزيلُك من الهواءِ بشكل مؤقت. |
yayından sonra cep telefonuna mesaj gönderecektim. | Open Subtitles | لقد أرسلت لكِ رسالة على هانفكِ بعد الاذاعة |
yayından iki dakika önce çıktığımızı biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعرف بأننا توقفنا عن البث المباشر قبل دقيقتين؟ |
İçinde bulunduğumuz durumda, iş arkadaşlarınla bir olup bana kablolu yayından daha önemli şeyler olduğunu öğretmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | في هذه الحالة، لقد تآمرت مع زملائها لتعلمني بأن هناك أشياء أكثر أهمية من البث الفضائي |
Bu yayından sonra sessiz kalmamız mümkün değil. | Open Subtitles | بعد هذا البث لا توجد اى وسيلة للحفاظ على هذا الهدوء |
Ayrıca Nico-dou sitesinin admini de o yayından sonra intihar etmiş. | Open Subtitles | نعم، كان نيكوي المسؤول عن الصفحة نحن نبحث عنها خلال البث المباشر، أقدم على الانتحار |
yayından dakikalar önce ofisinde seks mi yapıyorsun? | Open Subtitles | تمارسين الجنس في المكتب قبل دقائق من البث المباشر؟ |
Tamamdır millet, yayından çıktık. - İyi bir şovdu. | Open Subtitles | ــ حسناً، إنتهى البث ــ كانت حلقة جيدة |
Ben sadece o herifi yayından aldırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول فقط أن أبعد ذلك الشخص عن البث |
İnternet üzerinden yayından haberi olmadığına inanabiliyor musun? | Open Subtitles | تصدقين أنه لا يعرف عن البث الحي؟ |
Almeida Nina'yı sorgulayacak, ben de yayından izleyeceğim. | Open Subtitles | (ألميدا) سيستجوب (نينا) وسأتابع ذلك عبر البث |
...sadece birkaç dakika önce, Savunma Bakanı James Heller'nın internette göründüğü bu görüntüler, bu yayından elde edilmiştir. | Open Subtitles | منذ ثوانٍ مضت، كان هناك بث جديد يظهر فيه وزير الدفاع جيمس هيللر) على الانترنت. هذه الصورة تم التقاطها من هذا البث) |
Harikaydı. yayından müthiş sesler çıkıyor. | Open Subtitles | ذلك كان مثاليّاً، قوسكَ يعزف لحناً جميلاً. |
Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن ينقذ نفسه |
- Programı yayından kaldırıyorlar. - Ne? Ne zaman oldu bu? | Open Subtitles | هم يَأْخذونَنا مِنْ الهواءِ. |
yayından sonraki gün. | Open Subtitles | اليوم بعد الاذاعة |
O olmazsa dünkü yayından bir farkı kalmaz. Ulaşmak için her yeri aradım. | Open Subtitles | من دونه ، سيتعيّن علينا إعادة عرض فقرة الأمس لقد تركتُ له رسائل في كل مكان |
Ve beni ne şimdi ne de başka zaman yayından almayacaksın! | Open Subtitles | ولن تمنعني من الظهور على الهواء الآن أو في أي وقت آخر! |
Bu sabah "Taksi"nin yayından kaldırıldığını öğrendim. | Open Subtitles | اكتشفت اليوم أن سيارة الأجرة قد تم الغائه |