Bulmacayı çözen bilgisayar, çözümünü ağın geri kalanına yayınlıyor. Sonra ödülü olan Bitcoin'i biriktiriyor. | TED | أجهزة الحاسوب التي تقوم بحل الأحجية تقوم بنشر الحل لبقية الشبكة و تقوم بجمع المكافأة: بيتكون جديدة. |
Antropoloji Dergisi ön kafatası kemiği hattının evrimi üzerine olan makalemizi yayınlıyor. | Open Subtitles | قامت صحيفة علم الإنسان بنشر مقالتنا عن تطور الخياطة الجراحية الإكليلية |
Ayrıca alt katta güvenlik görevlisi var ve televizyondaki üçüncü kanal ön kapıyı direkt yayınlıyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى وجود حارس بالأسفل و القناة الثالث في التلفاز تبث لقطات للبوابة الأمامية |
Ve eli mahkum olduğu için bütün dünyaya yayınlıyor. | Open Subtitles | وإنها تبث إلى العالم، لأنه لا يمكن مساعدتها. |
Öyle. İçki içiyor, sigara içiyor, çıplak resimlerimi internette yayınlıyor. | Open Subtitles | هو أسوأ من بيندر, إنه يشرب و يدخن و ينشر صور عاريه لي على الإنترنت |
Doğa bilimleriyle alâkalı kitapçıklar yayınlıyor. | Open Subtitles | إنه ينشر كتبا عن العلوم الطبيعية |
Birisi söylediklerini yazıp burada mı yayınlıyor? | Open Subtitles | أحدهم كان يدون ماتقوله و ينشرها هنا؟ |
Yakında bir şey, video sinyali yayınlıyor. | Open Subtitles | هذا غريب. شيء ما في مكان قريب يبثّ إشارة فيديو |
Stevens tesisten canlı bir video mesajı yayınlıyor. | Open Subtitles | ستيفنز) يبث إرسالا حيا) هناك بث فيديو حى من المصنع |
Şimdi ne yayınlıyor? Haftada beş makale mi? | Open Subtitles | -بالقليل يقوم بنشر خمسة مقالات في الأسبوع؟ |
Şu gazeteci,Leo Greene, kordonun içinden oldukça çarpıcı videolar yayınlıyor. | Open Subtitles | ذلك الصحفيّ، (ليو جرين) يقوم بنشر مقاطع مُحرّضة من داخل الحاجز الوقائيّ. |
Burada televizyondan fazlası var, istasyon başka bir şey yayınlıyor. - Ne gibi? | Open Subtitles | . هذه المحطة تبث شيئاً آخر غير قنوات التلفاز - شئٍ مثل ماذا ؟ |
Avusturya Radyosu Arap Devriminin Silahlı Kanadı tarafından yapılan açıklamanın tamamını yayınlıyor. | Open Subtitles | وسوف تبث الاذاعة "النمساوية" الآن... بيان كامل صادر... من قبل... |
Fox kasten büyük cezalar almak için böyle programlar yayınlıyor, daha sonra ödenen paralar UHK'na oradan da Cumhuriyetçi Parti'ye aktarılıyor. | Open Subtitles | (فوكس) تبث عمداً برامج ستجني لها مبالغ طائلة... يتم تمريرها حينها على لجنة الاتصالات الفيدرالية ومنها الحزب الجمهوري |
Ve şimdi bunun gibi, anlamsız küçük bok Ellsberg... bu ülkenin diplomatik sırlarını yayınlıyor... yabancı politikaya rehberlik etme becerimize zarar veriyor. | Open Subtitles | والآن، هذا التافه الوضيع (إلزبرغ) ينشر كل أسرار هذه البلاد الدبلوماسية كل هذا يدمر قدرتنا على إدارة السياسة الخارجية |
- Bu materyalleri kim yayınlıyor? | Open Subtitles | -من ينشر ذلك؟ |
Birisi söylediklerini yazıp burada mı yayınlıyor? | Open Subtitles | أحدهم كان يدون ماتقوله و ينشرها هنا؟ |
Bunu bir uydudan filan yayınlıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما ينشرها عبر القمر الصناعي |
Duyabildiğin frekanstan yayınlıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنه يبثّ على تردّد يمكنك سماعه |
Görünüşe göre Özgürlük yeni bir şey daha yayınlıyor. | Open Subtitles | يبدو أن جماعة (التحرير) على وشك بث فيديو حيّ آخر. |