| Hayır, onun yerine bu haberi yayınlayacağım. | Open Subtitles | كلا بل سأنشر هذا الخبر فحسب عوضاً عن ذلك |
| Beş dakikaya internetten yayınlayacağım. Masaüstünde hazır. | Open Subtitles | سأنشر هذه على الانترنت خلال 5 دقائق، إنها جاهزة على مكتبي |
| Makaleni sadece Masters ve Johnson takımı devam ederse yayınlayacağım. | Open Subtitles | سأنشر عمودك فقط إذا بقيتما فريق ماسترز وجونسون. |
| Sen de ünlü modern bir dansçı olacaksın ve ben de seninle ilgili pahalı kitaplar yayınlayacağım. | Open Subtitles | وستصبحين راقصة عصرية شهيرة وسأقوم بنشر كتاب باهظ الثمن عنك |
| Kendi seks kasedimi yayınlayacağım ve her varyeteye çıkacağım. | Open Subtitles | سأقوم بنشر شريط جنسي خاص بي، وسأظهر على برامج تلفزيون الواقع |
| Bütün bunları, bu akşam blogumda yayınlayacağım ve yarın sabah bütün kasaba UFO saçmalıklarıyla kaynayacak. | Open Subtitles | سوف أنشر كل هذا على مدونتي الليلة وربما صباح الغد، هذه البلدة بأكملها سوف تعج بمعتوهي الأجسام الغامضة |
| yayınlayacağım zaman, belki içine solunum cihazı da eklerim. | Open Subtitles | ربما سأرفق جهازا لاستنشاق الهواء معه عندما أنشره |
| Makaleni sadece Masters ve Johnson takımı devam ederse yayınlayacağım. | Open Subtitles | سأنشر عمودك فقط في حال بقيتما فريق ماسترز وجونسون |
| Bir gün kendi kitabımı yayınlayacağım: | Open Subtitles | يوما ما أنا سأنشر كتابي: |
| Belgeyi bugün yayınlayacağım. | Open Subtitles | سأنشر الملف اليوم |
| Derhal Faisal Marwan ile konuşmama izin verilmezse elimde olan gizli belgeleri de yayınlayacağım. | Open Subtitles | إن لم يسمح لي بالتحدث إلى (فيصل مروان) فورا "سأنشر الملفات السرّية المتبقية بحوزتي" |
| Fotoğrafları bu hafta yayınlayacağım. | Open Subtitles | سأنشر تلك الصور هذا الأسبوع |
| Ben kendim yayınlayacağım. | Open Subtitles | سأنشر بنفسي |
| - Yoksa yarın akşam bunu yayınlayacağım. | Open Subtitles | خلاف ذلك, سأقوم بنشر ذلك يوم غد |
| Tamam, bunu yayınlayacağım. | Open Subtitles | حسناً سأقوم بنشر هذا |
| Pekala, bunu, kamu kuruluşlarındaki köstebekler adına yayınlayacağım ama senin hakkında hiçbir şey söylemeden yapacağım bunu. | Open Subtitles | سأقوم بنشر مقال هذا الصباح كدفاع عام عن المبلغين... -لا بأس، أجل . -وأنت على وجه الخصوص |
| Siz bu hikayeyi yayınlayın, söz veriyorum, ben de kendi bulgularımı yayınlayacağım. | Open Subtitles | أنشر هذه القصة. وأعدك, إنّني سوف أنشر نتائجي. |
| Çünkü Peter Florrick'i bir kampanya çalışanıyla yatmakla suçlayan hikâyeyi yazmak için hazırlanan ulusal bir haber dergisinin haberini yayınlayacağım. | Open Subtitles | سوف تسمع بعد حوالي ساعة لأني سوف أنشر أن مجلة معروفة كانت تريد نشر مقال يتهم بيتر فلوريك بإقامة علاقة غرامية مع متطوعة من حملته |
| Derhal Faisal Marwan ile konuşmama müsaade edilmezse elimde bulunan 1,360 gizli belgeyi yayınlayacağım. | Open Subtitles | إن لم يسمح لي بالتحدث مع (فيصل مروان) فورا سوف أنشر الملفات السرية 1360المتبقية، والتي هي بحوزتي |
| Söylediklerinizi kelimesi kelimesine yayınlayacağım. | Open Subtitles | أنت ستعطينـنـى تعليقـك, وسوف أنشره كما هو كل حرف وكلمة سـتقولها بالضبط , |
| Şimdi yayınlayacağım, hemen şimdi. | Open Subtitles | و سوف أنشره اليوم ، الآن |