| Bu fikirlerin sahipleri, bunları başkalarına yaymak için çok çalışıyorlar. | TED | الطفيليات تعمل جاهدة لنشر أفكارها للآخرين. |
| Ve şimdi platformumu önemli bir kabul mesajını yaymak için kullanıyorum. | TED | وأنا الآن أستغل منصتي لنشر أهمية ثقافة قبول الآخر. |
| Peki bunu 15 bin okula yaymak için gereken parayı bulacak olan adam veya kadın nerede? | TED | أين هو هذا الرجل أو الفتاة التي سوف تجد المال لنشر هذا الأمر ليشمل 15،000 مدرسة ؟ |
| Borneo ormanlarının derinliklerinde de bazı bitkiler rüzgârı tohumlarını yaymak için kullanır ama tamamen farklı bir şekilde, tohumlarına kanatlar vererek. | Open Subtitles | في عمق غابات جزيرة بورنيو بعض النباتات تستخدم الرّياح لتنشر بذورها ولكن بطريقة مختلفة تماما بإعطاء بذورها أجنحة |
| Sonraki dolunaya kadar, kötülüğünü yaymak için beslenmeye devam edecek. | Open Subtitles | سوف تستمر بالتغذي لتنشر ظلمتها إلى أن ينهض القمر المكتمل التالي |
| Geçidin güncelleme programını tüm geçit ağına bir çevirme virüsü yaymak için kullandığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك استخدت البرنامج فى نشر فيروساً خلال شبكة البوابات |
| Enerjinizi nükleer bomba yapmaya ve yıkımın karanlığını yaymak için kullanabilirsiniz, yada ışığın neşesini milyonlara yaymak için kullanabilirsiniz. | TED | يمكنك استخدام طاقتك لبناء القنابل النووية ونشر ظلام الدمار، أو يمكنك استخدامه لنشر فرحة الإضاءة للملايين. |
| Bir görevi varmış. Nefretini yaymak için harcadığı enerjiye baksana. | Open Subtitles | لقد كان يعتبر نفسه في مهمة, انظري لحجم لطاقة التي أهدرها لنشر كراهيته. |
| Bence bu yüzden Tanrı'nın, buyruklarını yaymak için, Patrick gibi misyonerleri var. | Open Subtitles | أعتقد انه لهذا فإن الله عنده مبشّرون أمثال باتريك لنشر كلمته. |
| Keşke Mesajımı Yaymak İçin Bir Yol Olsaydı. | Open Subtitles | اتمنى فقط لو استطيع العثور على طريقة لنشر رسائلي |
| Eğer ölürsek, gelecekte bu tedaviyi yaymak için beslediğiniz bütün umutlarda bizimle beraber ölür. | Open Subtitles | إذا مُتنا , فربما لن يكون لديكم أمل لنشر هذا العلاج في المستقبلِ الذي سيموت معنا |
| Silahlı mücadeleye kapitalist sisteme karşı savaşmak için katıldım terör yaymak için değil. | Open Subtitles | انظممت للحركة المسلحة من أجل محاربة نظام الرأسمالي لا لنشر الرعب |
| Programı tüm ülkeye yaymak için paraya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | احتجتُ للمال لنشر البرنامج على الصعيد الوطني. |
| Silahlı mücadeleye kapitalist sisteme karşı savaşmak için katıldım terör yaymak için değil. | Open Subtitles | انظممت للحركة المسلحة من أجل محاربة نظام الرأسمالي لا لنشر الرعب |
| Bunu yaymak için bize ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | وقد كنتِ بحاجة إلينا لنشر الخبر في الصحافة |
| Foster'ı öldüren kimse, bunu yaymak için bir nedeni olduğu gayet açık. | Open Subtitles | مهما كان القاتل، فان لديه سببا واضحا لنشر التفاصيل |
| İnanç yaymak için değil, terör yaymak için. | Open Subtitles | لا لتنشر الإيمان، بل لتنشر الرعب |
| Işığı yaymak için, evet. | Open Subtitles | لتنشر الضوء ، صحيح |
| Bunu İsa'nın mesajını yaymak için kullanmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذا كل شيء أملكه أريدك أن تستخدمه للمساعدة فى نشر كلمة المسيح |