"yaymaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • نشر
        
    • بنشر
        
    • لنشر
        
    • انشر
        
    • التي تستحق النشر
        
    (LISTSERV) Bu şekilde akademi dünyası dışındaki insanlara orman tepe örtüsünün önemine, güzelliğine, el değmemiş tepe örtülerinin gerekliliğine dair bilgiyi yaymaya çalışıyoruz. TED ولذا فإننا نحاول أن نشر المعلومات عن أهمية المظلة، جمال المظلة، ضرورة وجود المظلات السليمة، للناس من خارج الأكاديمية.
    Fahişeler hafiften bir şey yaymaya başladı mesela. Open Subtitles وفعل هذا مسؤوليتي المقسدة نشر العاهرات للمساحيق كمثال ؟
    Çoğalabilen her organizma kendini olabildiğince büyük bir alana yaymaya çalışır. Open Subtitles أي كائن حي يعيد الإستنساخ عن طريق نشر نفسه في أكبر منطقة ممكنة
    Kabalık virüsüne son verelim ve naziklik yaymaya başlayalım. TED دعونا نضع حدًا لآفة الفظاظة ونبدأ بنشر الدماثة.
    Şehrin her tarafından duyulacak söylentileri yaymaya başlamıştı. Open Subtitles لذا , قام بنشر الشائعات عن الإكتتاب في أرجاء المدينة
    Bazıları onların aslan olmadığını düşündü çılgınlık yaymaya gelen ölmüş büyücülerin ruhları. Open Subtitles اعتقد البعض انهما ليس اسدين انما ارواح اطباء تقليديين عادوا لنشر الجنون
    Her sektörün kendi gerçekleri ve bu gerçekler hakkında farkındalık yaymaya çalışan kuruluşlar var. TED كل القطاعات المختلفة لديها حقائق، وهناك منظمات تسعى لنشر الوعي عن هذه الحقائق.
    Ben sadece biraz güzellik ve mutluluk yaymaya çalıştım. Open Subtitles لقد حاولت أن انشر بعض الجمال والسعادة
    Ama tanıyorum onu, hiçbir şey olmamış gibi davranacak ve etrafa yaymaya devam edecek. Open Subtitles أنا أعرفه ، سيتصرف وكأن شيئاً لم يحدث وسيستمر في نشر ذلك
    - Herkese yaymaya çalıştım. Open Subtitles كم عدد الاشخاص الذي يعلمون بشأن هذا ؟ . كان علي نشر الخبر للجميع
    Aşırı uçta yaşayan ve korku yaymaya kararlı insanlar tarafından gerçekleştirildiler. Open Subtitles لقد كان ذلك من فعل متطرفين بشر ...مصممين على نشر الخوف
    Zorunlu iniş de olsa çıkıp hastalığı yaymaya çalışacaklardır. Open Subtitles سقوط أم لا سيحاولون الخروج و نشر العدوى
    İksirlerini yaymaya başlamışlar. Tanrım! İksirlerini yaymaya başlamışlar. Open Subtitles تباً , لقد بدأوا في نشر الجرعة
    Aslında, kendimi sitenizin mutluluğunu ulaşabildiğim herkese yaymaya adadım. Open Subtitles فى الحقيقة لقد قررت اننى سأساعدك بنشر الفرحة على موقعك بأكثر عدد ممكن من الناس
    Onun hakkında tüm o dedikoduları yaymaya başlayan sendin. Open Subtitles انت التي بدأت بنشر كل تلك الإشاعات حولها
    Siz bu yalanlarınızı yaymaya devam ederseniz bu bir sorun olacak. Open Subtitles و إذا إستمريت بنشر الأكاذيب فستكون هناك مُشكلة
    Diyelim ki size benzeyen bu hatun virüsü yaymaya kalktı. - O zaman onu öldürebilir miyim? Open Subtitles لنقل أن تلك الفتاة التي لديها نفس نموذج جسدك قد قامت بنشر الفايروس.
    Tıpkı ağ kafesler gibi bu göletler, kirlilik ve hastalık yaymaya yatkın. TED كالحظائر، هذه البرك عرضة لنشر التلوث والأمراض.
    Şimdi, söyle bana, Köken'i bu dünyaya yaymaya gelmiş olan inançlılara ne oldu? Open Subtitles الأن , أخبرنى ما الذى حَدثَ إلى المؤمنين الذين جاؤوا لنشر الأصلِ
    Gençtim. Tohumlarımı uzaklara yaymaya mahkumdum. Open Subtitles كنت شاب ومقرر ان انشر نسلي في كل مكان
    Tek bir fikirde özetlersen sence şu anda senin yaymaya değerli bulduğun fikir ne? TED هل بإمكانك إختصار هذه المحادثة في فكرة واحدة ماهي فكرتك التي تستحق النشر الآن في هذه اللحظة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more