Bunları kâğıda yazdım ve rahipten küllerin içine koymasını istedim. | Open Subtitles | كتبت ذلك بالأسفل ثم طلبت من الكاهن أن يضعها معه |
Ben de kağıt dosyanın üzerine yazdım, ve verilere bakmaya başladım. Aslında, ilk önce | TED | لذا كتبت فى أعلى دفتر أوراقي ، وبدأت أنظر إلى المعلومات . فى الحقيقة ، فى البداية قمت بعمل |
Bu konuda bloguma bir yazı yazdım ve Alex'i seslendiren aktörden bir yorum bile aldım. | TED | لقد كتبت مدونة عن ذلك الصوت ولقد علق على هذا الموضوع ممثل هو اساس صوت أليكس |
Onu yazdıktan sonra evimde kaldım, ve geçen yıl yayınlanan başka bir kitap yazdım ve hakikaten oldukça iyi kabul gördü, çok hoştu, ama derdim bu değil. | TED | ومكثت بعد ذلك في دياري حيث أكتب، وكتبت كتابا آخر الذي صدر العام الماضي، وقد لاقى ترحيبا كبيرا. كان أمرا رائعا، لكن ليس هذا هو بيت القصيد. |
Ben de çoktan bir şikayet mektubu yazdım ve bu durumu düzeltmeleri için bir dilekçe gönderdim. | Open Subtitles | ولقد كتبتُ شكوى بالفعل وكتبت طلب استئناف |
Öyle de yaptım, yukarı çıktım Makalemi yazdım ve yolladım. | TED | هذا ما فعلته، صعدت وكتبت مقالتي، |
Kitabı koşu bandında yazdım, ve kitabı bitirmem yaklaşık bin mil sürdü. | TED | وقد كتبت كتاباً و أنا اسير على ممشى رياضي وقد تطلب ذلك مني 1000 ميل من اجل كتابة الكتاب |
Her türlü eylemde bulundum, para toplama işinde bulundum, bu konu hakkında yazılar yazdım ve fakat bir türlü şu "gay ajandası"nın bir kopyası elime ulaşmadı. | TED | ومارستُ جميع وظائفي ، وذهبت إلى حفلات جمع التبرعات ، ولقد كتبت عن ذلك ، وبالرغم من هذا فإنني لم أحصل على نسختي |
Bir sonraki sabah her ikisine de birer mektup yazdım ve Shabana Azmi cevap verdi ve gelip benim ilk şovumun açılışını yaptı, tam 12 sene önce. | TED | وفي الصباح التالي عندما اتضح ذلك كتبت رسالة إلى كليهما وردت شبانا أزمي على تلك الرسالة وحضرت لتعلن انطلاقة المعرض الأول الخاص بي قبل 12 سنة ماضية |
O kızla ilgili koca bir roman yazdım ve hala, mutlu mu üzgün mü bilmiyorum. | TED | كتبت رواية كاملة عنها ومازلت لا أعلم ما إذا كانت سعيدة أم حزينة |
Onun bu hikayesini duyduğumda hakkında yazı yazdım ve 24 saat içerisinde ayaklanma etkisi yaratarak savcıların suçlamaları düşürmesini sağladı. | TED | عندما علمت بقصتها، كتبت عنها، وفي خلال 24 ساعة، أحدثت هيجانا لدرجة أن النيابة العامة أسقطت كل التهم. |
Einstein ile ilgili olarak bunu yazdım ve koydum bugün. | TED | كتبت هذه الحكاية، وأنا أضعها اليوم لأجل إينشتاين. |
Sonunda bu gördüklerim hakkında bir rapor yazdım ve bu "40 Yaşında Stajyer" adlı makale Harvard Business Review'de yayınlandı. | TED | لذلك كتبت تقريراً عما كنت أشاهده، و اللذي أصبح مقالاَ لمجلة هارفارد بزنس ريفيو بعنوان " متدرب بعمر 40 " |
İnsanların bizi görmesini ve duymasını sağlamak için şiir yazdım ve beni değiştiren şeyi de bu şekilde öğrendim. | TED | كتبت الشعر لأجعل الناس يسمعوننا ويروننا، وبذلك تعلمت الشيء الذي غيّرني. |
İyi günlerim, kötü günlerim ve berbat günlerim hakkında yazdım ve onları blogumda paylaştım. | TED | كتبت عن أيامي الحسنة والسيئة وأيامي البغيضة جدًا وشاركت هذا في مدونة. |
Ayrıca küresel sağlık basın alanında da çalıştım; Gazeteler ve web haberleri için küresel sağlık ve biyogüvenlik üzerine yazılar yazdım ve de birkaç yıl önce bir kitap yazdım, gezegen olarak karşı karşıya olduğumuz büyük sağlık tehditleri üzerine. | TED | ولقد عملت في قسم صحافة الصحة العالمية؛ وكتبت عن الصحة العالمية والأمن الحيوي لجرائد ومواقع صحفية، ونشرت كتابًا منذ عدة سنوات تناول المهددات الأبرز للصحة العالمية التي تواجهنا على الكوكب. |
Ama bunun yerine oturdum, ağladım, düşündüm, yemek yedim, yazdım ve Chris Farley'i* düşünerek mastürbasyon yaptım, ki bu da üzerinde tam olarak çalışamadığım çocukluktan kalan bir şey. | Open Subtitles | لكن عوضًا من هذا, جلست وبكيت وفكرت وأكلت وكتبت واستمنيت وأنا أفكر بـكريس فارلي وهو أمر متعلق من طفولتي ولم أعالجه بشكل كامل بعد |
Bir kağıt çıkardım ve üst kısmına ''Ben de'' yazdım ve altına bir faaliyet planı yazdım, amacım mağdurlar arasında empatiye dayanan bir hareket yaratmaktı. iyileşebileceğimize hissedeceğimiz bir hareket, başımıza gelenlerden ibaret olmadığımızı hisseceğimiz. | TED | أخرجت ورقة وكتبت عليها "أنا أيضًا"، ثم تابعت بإنشاء خطة لتصميم حملة مبنية على التعاطف بين الناجين قادرة على جعلنا نشعر أن بامكاننا الشفاء، أننا لسنا ناتج الأشياء التي حدثت لنا. |
Hakkında rapor yazdım ve dosyaladım. | Open Subtitles | وكتبت تقرير . |