Normalde yazlarını çok eşliliğin yasal olduğu bir adada ve sarhoş bir şekilde geçirir. | Open Subtitles | كأي صيف طبيعي هو ثمل في احدى الجزر التي تسمح بتعدد الزوجات |
Diğer zamanlarda, Dünya'nın ekseni ve yörüngesindeki değişimler Kutup yazlarını daha sıcak hale getirdi. | Open Subtitles | في أوقات أخرى, التغيرات في محور الأرض و مدارها تجعل من صيف القطب أدفأ |
Ailelerimiz yazlarını Provence'ta beraber geçiriyor. | Open Subtitles | (صيف آبائنا معاً في (بروفينس |
Ben, Harlem'de doğmuş ve yazlarını ayrımlaşmış Güney'de geçirmiş Afrikan Amerikalı bir çöpçünün kızıyım. | TED | أنا إبنة عامل قمامة أمريكي من أصل إفريقي ولد في هارلم وقضي فصول الصيف في الجنوب العنصري. |
yazlarını bir çiftlikte geçirdiğini bilmiyordun, değil mi? | Open Subtitles | لا تعرف بأنها امضت فصول الصيف في المزرعة، لا تعلم؟ |
Köpekleri seviyordu, yazlarını Kuzey Carolina' da geçiriyordu, bas gitar çalıyordu, Times ın bulmacalarını çözüyordu, tenis oynuyordu, eski filmlerden hoşlanıyordu, en sevdiği yemek lazanyaydı, en sevdiği kitap "Kolera yıllarındaki aşk" ydı, en sevdiği şarkıcı Otis Redding | Open Subtitles | انها تحب الكلاب .. و امضت الصيف في كالرولينا الشمالية انها تعزف و تغني بالقيثار .. |
yazlarını Jersey sahilinde geçiren bütün arkadaşlarımı kıskanırdım. | Open Subtitles | أنا اغار من أصدقائي يمضون الصيف في شاطئ جيرسي |
"Adriana yazlarını büyükbabasının tiko üzümü yetiştirdiği | Open Subtitles | ادريانا.. كانت تقضي الصيف في مزرعة جدها |