Bu sefer, film izlemek için değil, bir tane yazmak için kaçıyordum. | Open Subtitles | إلا أن هذه المرة لم تكن لمشاهدة فلم ما بل لكتابة قصته |
Ve görünen o ki, İndus tüccarları, bezirganları yabancı bir dili yazmak için de İndus yazısını kullanıyorlardı. | TED | ويبدو أن ما حدث هنا هو ان التجار الهندوس كانوا يستخدمون هذا الاسلوب النصي لكتابة اللغات الأجنبية. |
Değer verdiğiniz şeyleri yazmak için zaman ayırın, hedeflerinizi ve kilit sonuçlarınızı. | TED | خذ وقتًا لكتابة قيمك، أهدافك ونتائجك الرئيسية. |
yazmak için harika bir zaman. Çünkü insanlardan öğrenebileceğiniz çok fazla şey var. | TED | إنه وقت رائع للكتابة. لأن هناك الكثير من المداخلات التي تستطيع الحصول عليها من الناس. |
Biraz sonra turizm hakkında yazmak için Capri'ye gidiyorum. | Open Subtitles | أنا الاّن متجهة إلى كابري لأكتب عن السياحة |
Buraya haber yazmak için gelmediyseniz, derdiniz nedir? | Open Subtitles | إذا لم تكن هُنا لتكتب الأخبار, فما سبب اهتمامك؟ |
Kartın üzerine yazmak için kullanılan kanın kimin olduğunu buldum. | Open Subtitles | لديّ تطابق جزئي للدم الذي إستعمله القاتل ليكتب على بطاقته |
Skeçlerini yazmak için düzgün bir yazı masasına gerçekten ihtiyacın var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن ما ينقصك هو مكتب لائق لكتابة حلقاتك الفكاهية. |
Aslında, beni cingıl yazmak için terketti demiştim.. | Open Subtitles | في الحقيقة، قلت بأنها تركتني . لكتابة اغانى الأعلانات |
Sence 25, özel anılarını yazmak için ...çok erken bir yaş mıdır? | Open Subtitles | هل تعتقد أن 25 هو صغير جدا لكتابة مذكراته الشخصية؟ |
Birinin öyküsünü yazmak için o kişinin zihninden geçenleri bilmek gerekir. | Open Subtitles | لكتابة شخص ما حقا، أنا يجب أن أكون في رئيسهم. |
"Dövüş Sanatları" hikayeleri yazmak için doğmamışım! | Open Subtitles | أنا لم أولد لكتابة قصص عن فنون الدفاع الذاتي |
- Adımı ve adresimi yazmak için. | Open Subtitles | لأستند عليها لكتابة اسمى وعنوانى وأنا أعطيته الملف حيث كان تفكيرى مشوشاً |
Tek yapmam gereken yazmak için vakit bulmaktı. | Open Subtitles | وكان الغناء لي من الجزء الخلفي المقصورة. وكل ما كان على القيام به تأخذ من الوقت للكتابة. |
yazmak için güzel bir yer. Uzak... | Open Subtitles | بدا المكان مناسبا للكتابة لأنه كان بعيدا |
yazmak için güzel bir yer. Uzak... | Open Subtitles | بدا المكان مناسبا للكتابة لأنه كان بعيدا |
Bu kitabı yazmak için, işimi bırakana kadar, espri yaparak çok para kazanıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أجني أموال جيدة من وراء ذلك لسنوات حتى استقلت من عملي لأكتب هذا الكتاب |
Bir film yazmak için, izleneceğini unutmalısın. | Open Subtitles | لتكتب قصه فيلم يجب ان تنسى من سيتفرج عليه |
Patrick, Douglass'ın düşünmek ve yazmak için cesur olduğunu söyledi. | TED | قال باتريك أن دوغلاس تحلى بالشجاعة ليكتب ويواصل التفكير. |
Aslında önsöze yazmak için sormuştum. | Open Subtitles | بالحقيقة كنت أريد منكَ أن تكتب لي المقدمة |
Ben bir dakikalığına odama çıkıp Zayday'in üzerine okunaklı bir şekilde yazmak için beyaz göz kalemi alacağım. | Open Subtitles | سأذهب لغرفتى لثانية لجلب بعض الكحل حتى أستطيع أن أكتب " بخط مقروء هُنا على " زايداى |
Açıkçası bunu yazmak için orada olamazdım. | Open Subtitles | واضح أنه لا يمكن أكون في تلك الحقبة لأكتبها. |
Bir dahaki kitabını yazmak için istediğin kadar zaman yaratabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك أخذ ماتشاء من الوقت.. لتأليف كتابك الثاني. |
Bu parçaları örneklemiyorlardı çünkü kendi şarkılarını yazmak için fazla tembellerdi. | TED | وكانوا لا يعيدون دمج تلك التسجيلات لأنهم كانوا كسولين جدًا عن كتابة موسيقاهم الخاصة. |
Anne zarzor kendimi bulmaya çalışıyorum ve sende yalan söylüyorsun bana geçmişi tekrar yazmak için benim kazamı kullanıyorsunuz? | Open Subtitles | أمي أنا أكاد لا أعرف من أكون ثم أكتشف أنكم تكذبون عليَ و تستغلون الحادث لتصنعوا لي ماضياً ملفقاً؟ |
Gittiğimde bu şeyi yazmak için zamana ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | عندما أذهب.. أحتاج.. أحتاج الى وقت لكتابته |